"ahh" ile başlarken Firdevs-i âşk gözlerine..Ben kitabesiyim yüreğin Yûsuf-im... Kalem tutuştukça titrek elime Dingil denizler mürekkebe az gelir Ve, kalem sustukça alevlenir dil yüreğim... Âhh içimin süt yanığı serinliği… Âhh sızım morlusu ten/kefenim Pıhtılaşan kan kemiklerim çıtırdayan dişlerim... Sen her/bir harflerimin damarında kan sızım Amber kokun damıyor hârelenen arş-ı âşk esrikliğimin Âvareyim âvareleşlerin dervişi Abdalım kör eden şahikaların ederi Y u s u f... Y u s u f... Sana destursuz, hâyasız dökülen perçelerim At Kîtmir’in ağzına ki, perçinle-sin sıyırsın etlerimi kemiğimden Âhh acımaz, yanmaz, kanamaz! Sevdan kadar..!! Adâr’ım adârların zamansız açan gelinciklerin Mağrıptan Maşraka kadar sesim... Alnım rükû secdesinde sevdanı öperken duasına… Eyyûbi sabır Kudüs’ü neşter topraklarından Nehirlere muştular akarken dualarım Adının iki hecesini gizledim satırların Gözlerin selâmlıyor Mescid-i Aksa’dan Bir lahza bir lahza gülüşlerin Münker&Nekir melekleri şahit olsun … Yedi yirmi dört ebcet-imin Gökyüzünde melekler secde eder Yaradan Rabb’ê... Râhman’a açılan avuç avuç dualar... Ey dudağımda mühürlü kalemim Ey diri halime biçilmiş kefenim!.. Seni sevdim diyedir "lâhâvle" lere ezberim Ey adından başka hiç bir söze dilimin dönmediği hecem Kanımı yalayıp içime biriken suskuların cümleleriyle Sancı yüklü duruşlar irkiliyorum Soluğun ciğerimde duraklıyor Cümle sonları sensizliğin kör b’akışına çıkan Yazgının alfabesinde ö l m e k diyorum Solumun küllenen aşka inziva ya dem Terkinde kalbim na-çar öksüzlüğüm Dinle dinle sessizliğimin feryâdı... Cüsseli ağrım ufuneti uğultusu Meş’ale sarar ütopyamın Veraset kalasın âşk lehfanım İçimin sızlayan boş tarafına imlâ edemiyorum Kâsidemden beyitler düşüyor üst üste Kafiyeler satır sonunda can çekişiyor Mavzerler vuruyor heceleri mi ayırıp mısraları /// ’öl” diyor kalemim ’öl’ /// Âhh Y û s u f ’ i Göğüme haykırıyorum..!!! Susuyur çığlığım Çıkıp bir dağın zirvesine Avazım çıktığı kadar haykırasım gelir İçimdeki sensizliğin çığlığı Aforoz yokluğun bin bir ağıtla hüküm Êy esarettimin harf-i yüzü… Kaç türküye y/akıp Kaç notadan suskunluk olarak d/üşüyorum Ağıt kelâmları ekiyorum enstrüman teline Yolum Kehkeşan safahatı Çığlık, çığlık nidâlarım Her ses/deş t’elinde yüreğim Nidâlarım ünlemlerde asılı kalıyor Harabe olmuş şehr-i gönlüm düşleri Hatıralardan yapılma düğmeleri ilikliyorum Yıkık şehrimin yakaları anılarla iliklenir Hangi yolu yürüsem çıkmaz sokaklara düşer adımlarım Zulmün, mazlumuyum Güneştir benim adım Doğudur yatağım yorganım Saçlarımda fırtına Gözlerimde okyanus taşırım Tırnak diplerime ektiğim onurlu toprağım Ben kayboldum Bin yıllık hasretin Sensizliğin viran şehrinde Yusuf’unu arayan Yakub’ um Kenan şehrimden koparıldım ’ah’ Âşk-ı bana vâsıfla şâd eyleyen Rabb’ın kelâmıyla السلام Es-selam Bismi-nûr Yûsuf-i... Es-selâm es-selâm.. İnşirah duyarım gönlü avazımdan Vesselâm... Bismi Şah adıyla "Bismikellahümme"(Ya Allah senin adınla) Bismi besmelenin doksan dokuz adıyla Örtün üzerimi örtün Ben dünyevilere ö l ü y ü m G&İ |
Dop dolu bir şiir tebrik ederim.