YÜZÜM TUTSAK
odam pencerem ve ben...
dışarıda gece karanlıkları, uluyan rüzgar, soluyan sessizlik. ve tütün kokusunda bir yalnızlık ki buna inat, sırıtıyor karanlığın koynunda şehrin ışıkları, yüzüm tutsak cama dayalı... gözlerim bir yeryüzünde, bir gökyüzünde; bir ışıklara, bir yıldızlara bakıyorum. hani gelsinler istiyorum onların yeri ayrı dolsunlar mekanıma misafirim olsunlar. ama çağıramıyorum ocağım yok! bir fincan kahve bile yapamam ki onlara... şimdi saat anıların gözlerimde yürüme saatidir. ve yalnızlığın yüreğimde üşüme saati. dışarıda gece karanlıkları, şehrin ışıkları ve ben yüzüm tutsak cama dayalı... beklediğim yok! zor severim sevdimmide tam severim. çıkmasın karşıma "ben aşkım" diyen, bir seslik, bir nefeslik insanoğulları ki bilinsin düşüyor gözlerimden şimdi küstah aşkların ukalâ insanları... odam pencerem ve ben... dışarıda gece karanlıkları içime süzülüyor sinsice düşsel intiharlarıyla şehrin ışıkları. ve anılarımda oturuyor halen umudumun son çırpınışları... umudum mu? sizlere ömür; oysa daha dün duruyordu elimin altında. onurlu bir aşka ve sevdaya sarılmak istedi diye öldürüldü. döküldü yıldızlar, söndü şehrin tüm ışıkları. içimde söylenip duruyor şimdi ayrılık şarkıları... umarsız yüzüm tutsak cama dayalı... |
anıların gözlerimde yürüme saatidir.
ve yalnızlığın yüreğimde üşüme saati.
dışarıda gece karanlıkları,
şehrin ışıkları
ve ben
yüzüm tutsak cama dayalı...
beklediğim yok!
zor severim
sevdimmide tam severim.
gün ışıkları taşısın pencerinizden
yürek sıcaklığında onurlu sevgileri
Tebrik ediyorum
güzeldi değerli dost