DİVANE GÖNÜL...
Bırak ahu zarı, be deli gönül!
Bu ellerde dertsiz yürek barınmaz Bilmez misin bu çileyi çekenler Çekmeyeni makbul adam saymazlar! Yüce dağdan düşen bir top kar olsa Aşığın bağrında bir lava döner Kar altında yas tutan o kardelenler Vefasıza kavuşmayı beklerler Emrah vuslatını saklar kurbana Karacaoğlan yanar kendi halına Kıskanır o yâri gülden çiçekten Nice ağıtları döker yoluna Seven gönül düşleriyle beslenir Bülbül olur yar koynunda söyleşir Susuzluğu kavursa da içini Yarsız pınarlara küser de geçer Sabret ey divane! Kesme umudun Çöller bir gün yağmurlara kanacak Sen şimdilik seraplarla avun da Bir bakmışsın o nazlı yar kapında... |