Elif'in Günllüğünden
İstanbul semalarındaki düşler ağlıyor bugün
Gözyaşlarını siliyor bulutlarına Kanat çırpmayı bırakmış tüm kuşlar Kimin üzerine düşse keder elbisesini kuşanıyorlar Ağrı Dağı’nın başındaki o deli rüzgar Çıkıp gelmiş buralara kadar Birşeyler anlatmaya çalışıyor bana Bilemedim Nazlı yardan bir haber mi var acaba Uğultular arasında iki kelam düşüyor Belli belirsiz dudaklarından Özlemiş beni ben olan Feryadım dövünürken ortalarda Dizlerim canı çekilircesine yaşlanıyorlar Yavru bir ceylan dalanıyor etrafımda Avcısından medet umarak Nasıl ayrılsınki namlunun ucundaki mermi sebebinden Hiç görülmüş müdür gece ile günün el tutuştuğu Demir parmaklık vazgeçer miydi mahkumu olduğu yerden Ne şeytan günahından Ne de bir ölü sıcak topraktan Bende vazgeçmem emanetinden Özlemin başım gözüm üstüne.. Elifçede |