Elif'in Günlüğünden
En son ağlama diye tembih etmiştin bana
Haydi gül artık vuslat yakın demiştin Sevincimle boğdum gözyaşlarımı o gün Eteklerim zil çalarak yürüyordum Karşıma çıkan her şeyin anlamı daha da büyüktü Bütün olmazların üzeri bir bir çizilmişti Kader tutmuştu ellerimizden tekrar aynı yola çıkarmıştı bizi Sen kara bir koç adamıştın ben dualar dilemiştim Telli babayıda unutmadık hani Maviler filiz vermeye başlamıştı düşlerimizde Tabiat saygıyla selamlıyordu gülüşlerimizi Nasıl güzel bir geceydi Önce köftecideydik İmrahor’da Yemek bahaneydi o cam masaların altına Satırlarımızı iliştirdik hatıra Ardından Kız Kulesini arkamıza alıp fotoğraflar çektirdik Hidiv kasrı bekliyordu bizi yol aldık Vakit akşam hava ayaza çalıyordu Tüm şehir ayaklarımızın altındaydı Kuşlar başucumuzda hiç durmadan ötüşüyorlardı Bambaşka bir zaman bağışlanmıştı sanki Bir gariplik vardı bu işin içinde Gerçek kıskanmıştı hayalleri... elifçede |