7
Yorum
21
Beğeni
4,9
Puan
1707
Okunma
Uzansam yanına
Ellerin mavzerim
Dudağının kıyısında uçuklu bir düş
Ayrılık savaşından kaçan gözyaşlarını öpsem
Birkez olsun güldüğünü
görsem görsem ...
Hangi düş sürükler bizi bu damsız Ütopya’ da
O uykunun saçlarına ipek örgüler örsem
Süt kesiği tenim, kuşlar kusuyor beni
Yakıyor gece, güneşe denk düşmeyen her yerimi
Denizdim ben senden evvel
Rüzgâr içti hiç sormadan yelkenimi
Acı çekmeden yere düşen kuru yaprak
titriyorum avucunda bak!
Yorulsa sularımda bu us
Çözülsem sorgusuz
buz tutan yaramdan taşsam uzun uzun
Üşüsem üşüsem ...
Gözü yaşlı serçe gibi hani
Kalakalsam şu ateş tüküren şöminenin bir bacağında
uyusam ...
Yarasından utanan bir kız çocuğuyum
Nerde kanadım ben?
Çoktan unuttum acıdığımı
Vurulduğum yerden sızacaksın utanmasan
Tutunmasam
Beni de düşüreceksin kıyından
Büksem sana meylederek kendimi, çekinirsin sarmaktan
En fazla ne kadar yer kaplarım ki yanında?
Gece yalan, gece öfke, gece sis
Bir odamız olsa perdesiz,
dar bir yastık, bir cacala
İçsek yıldızları usuldan
Kaçsak geceye yakalanmadan
Gölgeler dans etse seni izlediğim yerde
Gözlerimi kıskansam her üstüne düştüğünde
Onların arasına karışsam
Sesini duyduğumda
Kendimi de bulsam
Yabancı sayma beni
Bin ömür katıkken yüreğine
Zaten bir kolsuz bebeğimdi sevenim çıkarsız
biri de sen ol ne çıkar ki?
Bir geceye bir ömür sığmasa da
Yeter düş olmaya içimdeki ayaz
Sabah düşünce düşlerimizin çatısına
Kaçarız yalın ayak son bir defa ...
Gülşah Gayret
Tekirdağ
5.0
92% (22)
4.0
8% (2)