bana uçurumlar arası bir yalnızlık bıraktı yağmurlar ve mızıkama üflediğim bir hiçlik senfonisi
rüzgârın kabahati çoktu bu oyunda lâkin hiç küsmüşlüğüm olmadı ona beni oradan oraya savuruşuna hep gıptayla baktım ve kudretine öykündüm usulca
ellerim penceremdeki boş saksıda açan güz gülüydü çok kez dikenleri en çok kendime battı akşamlarımda
kocaman bir festivaldi dünya ve çokluğunda kaybolurken kalabalıkların usul adımlarla bastım hep parmak uçlarıma hıçkırarak gülmüşlüklerimi de eklemeyi unutmamak lazım canıma düştüğüm dipnotlar arasına
kursağıma dizilen sevdalarımın adsız kahramanları var olun siz siz var olun e mi? yoksa nasıl dönerdi bu şaklaban dünya kendi ekseni etrafında!
/
ekose etekli ve konçlu günlerimden blue jeanli ve kesli günlerime uzayan korkunç bir zaman ve debisinde kaybolan hatıralar silsilesi
pencereden uzattım kafamı dışarıya patilerimi yapıştırdım buğulu cama karların ahenkle raks edişini izledim bir müddet sonra her düşen kar tanesine bir isim verdim kendimce
başladım hızla adlarını yazmaya kâh cama kâh acıyan canıma sonra mı? hohladım hohladım ve yine hohladım!
-ah dünya diye de bir kahkaha savurdum ardından hoyratça! “bir varmış, bir yokmuş” gibisin gerçekten söylesene! beni ne zaman sileceksin tarihten?
ve sonra yağmurların bıraktığı uçurumlar arası yalnızlığımı giyindim sırtıma ve hiçlik senfonimi üfledim gururla mızıkama yalnız ama mağrur anlarsınız ya!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yalnız Ama Mağrur şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yalnız Ama Mağrur şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yalnız ama mağrur olmak hiç olmaya adaylar için biraz zor. Bu dibi çürük dünyada.
...
Ha tarihten silinmek içinse çok erken. Uzat burnunu pencereden havayı kokla... O kar tanelerinin her biri bir şeyler söylemekte sana. Hayat yorulup pes edilecek kadar vaz geçilesi değil, sonrası düşeceksin, bir daha, bir daha ama her zaman burnunu yapıştırıp dışarıyı izleme, biraz da karış dışarıya.
Yok olmak kalabalıkta bak ne güzel şey...
........Şiirinin içindeki bezmişlik kurgudan ibaret olsun, debisi yüksek bir yaşam sevinci dilerim canıma...
Benim günümün ve gönlümün şiiri... Yalnız ama mağrur...
ve sonra yağmurların bıraktığı uçurumlar arası yalnızlığımı giyindim sırtıma ve hiçlik senfonimi üfledim gururla mızıkama yalnız ama mağrur anlarsınız ya!
Bazen kalabalıklar arasında bile yalnızızdır..Kimse duymaz sesimizi.. Belki de duymasını istediğimiz kişi duymadığı için bize öyle gelir.. Ama sonuçta sesimiz boşlukta yankılanır işte.. Kendi göz yaşlarımızda boğuluruz da, bir çekip çıkaran olmaz.. Uzanan eller değildir istediğimiz el çünkü..Görmezden geliriz..
blue jeanli ve kesli günlerime uzayan.."
ve o günlerde;
"ben seni en çok gibilerinde sevdim
ve en çok
kalbin/ kalbim gibiyken sevgili..."
....
"elleri gök
gözleri deniz adam.. !.."
"..uçurumlar arası yalnızlığımı giyindim sırtıma"
"haber vermeden gelişlerin var senin.."
böyle
"yalnız ama mağrur.."
" öyle başına buyruk..." gel/sen...
"ben"i zaten "deniz..."de kaybetmişken ...
"blue jeanli ve kesli günler..." de...
"anlarsınız ya!.."
selam ve saygılarımla