Seni Aradım
Seni aradım,
Umutlar tazelenirken yüreğimde. Seni aradım, Yaşamın kuytularında Boy verirken hayat. Seni aradım, Çocukluğum Karanlık gecelerin Dehlizine gömülürken. Seni aradım, Fabrika köşelerinde, Karpit, potas, yanık yağ Kokularıyla dolarken bronşlarım. Anahtarda, çekiçte Kumpasta, mikrometrede, Demiri delen çelikte, Dönerken torna aynası Sömürüden yana, Akıp giden demir talaşlarına karışan Alın terimde seni aradım. Seni halklılığın linç olurken Sanayi köşelerinde, Alanlarda çığlık çığlığa Ekinde, tütünde, pamukta Ve narenciye tarlasında Kıpkırmızı narın çekirdeklerinde- seni aradım. Seni aradım. Seni açlığa doyurulmuş bebelerin Solmuş benizlerinde, Seni yeni doğan bebelerin Dünyaya açtığı gözlerinde, Sömürürken Annesinin memelerini Bebelerin damaklarında çatlayan dişlerde, Seni aradım. Seni gökyüzü ve yeryüzü arasında, Karadeniz gibi çalkalanırken yüreğim, Sahilleri kucaklayan dalgalarda Çakıl taşlarında seni aradım. Seni alev alev yanarken Aynı gökyüzünün altında. Sevdadan yana Kadınımın kollarında Umutlar devşirirken yarınlara Seni aradım. Nem rutubet kokan Kondu muzun kuytu bir odasında, Çocuk devrederken sırdaşıma, Seni aradım. Seni özgürce akıp giden nehirlerde, Alabalığın yüzgeçlerinde, Seni fırtınalı gökyüzünde, Uçuşan kırlangıçların kanadında, Seni türkülerde, Seni şiirlerde, Seni 1968’ler de Ortadoğu yollarında, İnsanca bir yaşam düşlediği için Kurşunlanırken gençlerimiz, Kan kusan namlulardan Fırlayan mermilerde, Seni 1972’ de dar ağaçlarında, Seni yargısız infazlarda, Seni 1977 yılında Şişli meydanında, Seni Kahramanmaraş’ta, Seni Sivas’ta, Seni Gazi’de, Seni 1996 yılının Temmuz ayında Ölüm oruçlarında. Zulüm boy verirken demir parmakların arkasında, Taş duvarlarla Paylaşırken acılarımı,Seni aradım. Seni işkencelerde, Ölümler düşerken gözlerime Açlığın kollarında seni aradım. Ama sen hiç yoktun. Ülkemden çok uzaklardaydın, Ulaşamadığım bir sevdaydın, Sen özgürlüktün, Her zaman ülkeme yabancı kalan. Sen özgürlüksün, Uğruna sol yanlarımın Mahpuslarda kaldığı. Sen özgürlüksün, Dili yüreklenmiş serçeciğin yanı başında Sen özgürlüksün Düşler savrulur yamaçlarında Sen özgürlüksün Soluğu kesilen yiğitlerimizin Dudaklarında adı kalan. Sen özgürlüksün, Sen özgürlük ……….. Temmuz 1996 Abdullah Oral |