Kırmızı I...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Gözleri diyorum, dünyanın en güzel kahvesi gibi,
Bir kere baksa, kırk yıl hatırı çıkmayacak ruhumdan... Her bakışı ruhumda hummalı bir sızıdır. Ben gece de karayım, O gül de kırmızıdır. Sanki şu yeryüzüne Cennet’ten inmiş gibi. Gözlerinin karası bahtıma sinmiş gibi… Siyah perçemlerinde rüzgârlar oynaşıyor. Çehresinde dolunay, güneşle savaşıyor… Nemli bakışlarında erir eleğimsağma, Gölgesi düşse yere tutuşur arz’da magma… Geçtiği her sokakta ilkbahar çiçeklenir. Bir hayal ki; her gece hep tetikte beklenir… O’nu gördüğü yerde tufanı kopar Nuh’un. Feryatsız bir ah ile teni çekilir Ruh’un… O’na tutkundur hümâ, O’na meftûn kanarya, Bülbül bile zâr eder her seher de kanar ya… İşte! O demde gökler tan yerinde vurulur. Hayatımın bağrına çaresizlik kurulur… Akşamların koynunda büyür belalı gecem, Ömrüme ilmek olur cevapsız her bilmecem… Kendimle konuşurum deli divane gibi, Kalbimin her köşesi yıkık bir hane gibi… Yollarda dolaşırım, kuytularda ararım. Ruhumu nefes nefes bir kefene sararım… Çaresizlik, bahtımın en kâdim risâlesi, Soldu ömür bağımın menevşesi, lalesi… Kokunun bir zerresi sarhoş kılar cihânı, Ey! Gönlümün sahibi, Ey! Gönlümün nihânı… Ya gelip kurtar beni Ya da unut, öleyim. Ömrümün her an’ını bin parçaya böleyim… Şimdi ben yangınlara külünden bakıyorum. Yetmiyor, her saniye kendimi yakıyorum… Ne gecenin siyahı, ne hasretin sızısı Bildiğim tek şey şu an bir alev kırmızısı… Yusuf Mescioğlu Yirmialtıaralıkikibinondört. |
Kaleminizi hep beğenerek okudum Yusuf kardeşim. .Rabbimden mutluluk getiren daim başarılar diliyorum.