ZAMANDA DÜŞ DÖNÜMÜ
Akşam öperken körfezi,
Çam kokan rüzgarların özlem şarkılarında Yaşama tutunarak, Ağ atıyor balıkçılar zamana... Haydi rastgele ! Meltemin serinliğinde, Anılar tutar elimden, götürür eskimiş düşlerime. Önlüğümün sökülmeyen eteğinde umutları Toplardım küçücük yüreğimde. Beslenme saatinde; Marshall’ın Balık yağını yuttum diyip, Dil altında sakladığım Masumca bir yalandı... Ceviz ağacına çıkıp dilimizde türkülerle Dantel örme hevesiyle,bazen tabuları yıkıp Kınalı parmaklarımıza sardığımız ipliklerle, Yarışırdık Çiğdem, Zülal ve ben. Duymamıştık Nazım’ın ben bir ceviz ağacıyım şiirini. Yasaklıydı o zaman; Toprak sevişirken yağmurla, Lâstik çizmelerim oynaşırdı çamurla. Ağrısa da bileklerim, Burnumda tüter çocukluğum, Özlerim. Okul çıkışlarında, Görünürdü uzaktan kara kalpaklı dik başı O zamanlar kırkbeş’di yaşı. Babamın tiftik eldivenleri, Biri bende diğeri onda. Tutardı elimi, içimi ısıtırdı ellerinin sıcaklığı... Bazen kafası kıyak dayımla gramofon başında, Abdullah Yüce’nin ızdırabını Takılsa da taş plak üst üste dinlerdik. ’ - Bak yeğen! Bir gün seversen eğer; Onun gözlerine bak, orda kalbini görürsün ! ’ derdi... Hatırladıkça dünü zıpkın batar canıma. Sevdiklerim birer birer ayrılırken yuvadan, Pansumana karındaşım, sırdaşım ablam gelse yanıma... Göçenlerden geri kalan Ya kahverengi ya siyah beyaz bir fotoğraf... Yine vedada kocamış yıl ! Neler aldı neler verdi? Aktı, ömürden yedi. Arkasında bir avuç hüzün Bırakıp gidiyor... Her yıl yeniden doğarken Bizleri tüketiyor... |
sadece uğurladığımız o yılı değil daha öncekiler de resmi geçit yapıyor aklımızın tünellerinden...
götürdükleri
getirdikleri
eksilttikleri
çoğalltıkları ile
ilk kez bir serbest şiirinizi okuyorum
ve çok beğendim...
önceki yıllarınızı aratmayacak güzellikte geçireceğiniz sağlıklı huzurlu ve mutlu bir yıl olsun...
sevgi ve saygılar...