İlk Günün İlk Adamı
çirkin bir yüzüm vardı size bakarken sakladığım
ne zaman göz göze gelsek duygularını göğe diken yanlış sima yanılgıları bir havadis bu bir hüzün çıkmazı yol alçalan karanlığa sığınmak sizi severken bilirim nehir olur bazen insan lisanı yetişmeyen bir bulut alır lafı ağzımdan aniden yağmurlar yağar oysa ilk günün ilk adamı karanlıklarla tanışırken gördüğü rüya bozulup yıldızları gösteriyordu şaşkınlığımı affedin lütfen şimdi göğü size çevirip anlatıyorum bana bakmayın sizin içinizde saklı bilmediğiniz rüzgarlar kokular yayıp sizi sevecek sarılsanız ve dağılsa bu yasak oyun ölsek bir birimize uzamazdı kainatın yolu dağlar güzel dağlar yüksek ve boyalı bir kandırmaca meyletmiş olsak ne olur aşkın göz yaşlarına yorulduk deme sakın bütün çiçekleri çocuk say bu rengarenk bir masal buluşması kalbi kırık çocukların ağladığı. |