" Bu koşma, 19. yüz yıl İstanbul’unda, halkın sık kullandığı dillere pelesenk bazı deyim ve atasözleriyle kaleme alınmıştır. Sürçü lisan eylediysek af ola !.."
Hay Dostum, hatırla, yıllar öncesi, Tut ecdat sözünü, kotar dedimdi !... Yağmuru yel, insanı el azdırır, Bataklıkta gezen, batar dedimdi...
Fırtına ektikçe borayı biçen, Canı yansa atı sollayıp geçen, Harfendazlık ile dil damak sürçen, Küçük dilini de yutar dedimdi...
Alımı, çalımı, en, boy yerinde, Arefe çiçeği zakkum türünde, Kırk fındığın kurdu günün birinde Pabucunu dama atar dedimdi !..
Ayran budalası, savsak kafalı, Ilıca ördeği okur mavalı; Yeter ki, rahatı bozulmamalı, Baston yutsa yana yatar dedimdi...
İp kaçkını zindan gülü koklayan, Altı alay, üstü kalay zıplayan, Bit pazarlarından çerçöp toplayan, Beyoğlu’nda beylik satar dedimdi...
Boynuz uman sıpa kulaktan olur; Kendinden pay biçen dengini bulur; Al gören genç boğa burnundan solur, Kuyruğuyla fili tartar dedimdi…
Çoban armağanı çam sakızını, Beleşe çiğneyip kesme hızını !.. Haram lokmalardan gözet ağzını, Yellenmesi kispet yırtar dedimdi !
Âh alanlar onmaz, âh yerde kalmaz; Acı patlıcanı kırağı çalmaz; Aç gözlünün cebi deliktir dolmaz, Yoldaşlığı, yola zarar dedimdi...
Sakın el uzatma nadan düşküne !.. Bulaşır marazı varmaz üç güne, Kurdunu döker de sırça köşküne, Bal tasına sinek yığar dedimdi !..
Dostlarını sille, tepik itersen, Her müşkülde kızıp firar edersen, Heybeni sırtına vurup gidersen, Devlet de çuvala sığar dedimdi !..
Domuzdan post, eski düşman dost olmaz, Düşmeye gör, hayır soluk solumaz !.. Ava çıkan çakal kessen ulumaz; Arkalı it kurdu boğar dedimdi...
Kora gömsen duman vermez adamlar, Yumuk ellerinden sanki kan damlar, Ağzına tek zeytin sunsa bin umar, Ardına da torba bağlar dedimdi !..
"Esma"yı üstüne sıçratma, sakın! Hasmına uzak dur, dostuna yakın! Koğucu yamyamdan Allah’a sığın, Yumurtaya küpe takar dedimdi !..
Fitne kumkuması, cimsim karpuzu, Kafadan bacaklı yaban çulsuzu, Yol geçen hanına kurar da pusu, Tekerine çomak sokar dedimdi !..
Oyun sakalının bittiği yerde, Ayının armudu güttüğü yerde, Dumanın dosdoğru tüttüğü yerde, Balık da kavağa çıkar dedimdi...
Kel yanında kabak ansan darılır ! Yolunca gitmeyen denksiz yorulur; Su testisi sudan sebep kırılır; Ateşe güvenme yakar dedimdi !..
Namert övgüsünü cınas eyleme ! Çardak yosmasıyla gönül eğleme ! Yalancı çobana yalan söyleme, Bin koyunu birce kırkar dedimdi !..
Kırk yıllık Yani’den olur mu Kâni? Avara kasnağa döndürür seni !.. İfrit yardağının geçmez de kini, Kıskançlıktan burnu sarkar dedimdi...
Tuzla da kokmasın pişmiş kelleler !.. Vur elli, kem dilli, adı belliler, İspenç horozları, başı telliler, Kendi gölgesinden korkar dedimdi...
Leyleğin attığı yavruya değme ! Cim karnında nokta diye kaş eğme ! Feleğin dâmına düşene söğme, Katı yaydan oku fırlar dedimdi !...
Boş gezenin boşa çıkar kalfası, Sabun köpüğüne benzer sultası... Konya kaşığında lodos dalgası, Adamı cin gibi çarpar dedimdi...
Bilen bilir kanlı canlı damarı, Tilkiye tavşanla verir tımarı; Acem aslanıyla oynar kumarı, Sel önünden kütük kapar dedimdi...
Ah deme !.. Bir ağyar duyarsa ohh der, Sakalından keser bıyığa ekler, Meselenin çatal yerini bekler, Kirpiğine soğan doğrar dedimdi !..
Anasıyla kızı, helvayla kozu, Paylasan ne yazar kurudur tuzu; Kurt ağzından kuzu aparan tazı, Marsık yeyip ateş kusar dedimdi...
Tilki kovalarken pars uyandırma ! Peynir masalıyla karga kandırma ! Marmara’yı kibrit suyu yandırma, Uludağ’ı duman basar dedimdi !..
Kavga kaşağısı, püsküllü bela, Başın derde sokar gelmez de yola !.. Böyle arkadaşın sonu musalla, Kuşuna da mezar kazar dedimdi !..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
HAŞLAMA şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HAŞLAMA şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.