Yoksun! Nefesi ölüm kokar bu şehrin
İçimde ironi bir sevdalık
Beyin frekansımda boy aşan dalgalar Hangi tele inse mızrap, yüreğim harda Ve “Emeğimsin” şarkısında yitiyor emeklerim Sen yoksun, gecenin küfü siniyor odama Köhne yanımda tutuşmuş ezva Bütün hayasızlığı örünmüş sokak Anadan üryan doğan bebek misali ağaçlar Son rıhtım! Ve beynime nişangah şimdi gözlerin Dudaklarımın kıyısına deşinmiş mezar Avuç dolusu kan kusarken ağzım Çürümüş bedenimi emiyor toprak Sonra bir inilti! Yüreğimin çalısından kopuyor birşeyler Yoksun, nefesi ölüm kokar bu şehrin Lüfer bir sızıya atıyorum kahır oltamı Gecenin koynundan tuttukça saatler Yelkovanın akreple buluşmasına tavan yapıyor iç çekmelerim Ve nihayet anladım! Doğmadan sancıları büyür insanın… |