PUSAT/SIZIM
noel/den önce ..
her yerde dalı budaği yeşil altı kesik ağaçlar önce allanıp pullanıp gözlere sunulur üzerindeki renkler gözlerde oynaşırlar kurbanlık koyun gibi bekler sonunu noel/den sonra .. sokağa fırlatılır kırılır süsleri , O süsler gibi yerlere dağılır kırık düşlerim umutlarım bir bir kaybolur kendimde .. pusatsızım ; sırtımda elek olmuş melamet hırkam, ölüm bir nefes kadar yakınımda hayat sana küsüm hani gülbaharların kaburgamın batan garip sol sancısı ölümü anmamak için güzel şeyler düşünüyorum pencerelerdeki buğuları tek tek siliyorum makas almış gülmelerim dudak kıvrımlarımdan güzel şeyler düşlüyorum, penceredeki kadife çiçeği suluyorum felek ârı -hayâ şişesini taşa çaldı çentik attı sol yanıma solyanımdaki çentik ondan kalan oysa delice yaşamak varken anlımdaki bu kara / yazılar neden buradayım uzat ellerini diyor yürüyüş yaptığım bu nehir artık artık ruhumu boğuyor nereye yürüyoruz haydan geldik hû/ya gidiyoruz bu can yorgun , nur_can diyor ah! ölüm nefes kadar yakınımda dostlarla ben şiirlerle bir düş âlemindeyim sol yanımda bu sancı olmasa keşke yanımdan gitmeseydi kalsaydı eylül yazım yok gülbaharım yok ben bir kardelenim güneş çıkana dek ömrüm çaputtan bebeğimle polyannayı oynardım telli duvak giydirdi gurbetin sinsi pusu bense uçurumun kenarında mor krizantem döktüm parçalarım aşagıda dünyayı kucaklayan kollarım çok yoruldu çok düşüyor çiğ gibi yaralı yüreğim üstüme üstüme pusatsızım bu gurbette bedenim ayrı yüreğim hep aynı yerde hüznümden mor krizantem düşse de yüzüme yaprak gölgesi dağınık kalsın kimse toplamasın yüzümden düşen mor krizanterleri gizlenir kederim soyum/dan"miras - kalan ,parlayan bu yüzümde ... |
Kutluyorum kalemini
Yüreğine sağlık üstat
_______________________________Selamlar