İşte Gidiyorum
İşte gidiyorum
Acılı yaralı kanamalı bir yüreğin içinde Dünleri seyreden bir boşlukta Can kenarına oturan bir yolcu gibi Yirmi bir numaralı cam kenarında Penceremden sızan alaca karanlığın içinde İşte gidiyorum Sana kırılgan bir mevsimin penceresinden Bakıyorum Elim yüzüm sen içinde İşte gidiyorum Sensiz buralarda Ayağıma cennet kiralansa da Yürümekten yorulmuş ayaklarıma söz geçirmek Zor olsa da Kanata kanata Seninleyken yok ettiğim kendime Ben benimle seni alıp bana gidiyorum İşte gidiyorum Sermayem olan aşkını alıp Hasretini üstüme örterek Kurşun gibi sözlerini Alnımın çatından vurarak Yüreğimi kanatarak Umutlarımı tüketerek Ağlayarak Sızlayarak Kalbim, soluğum kesilerek İşte gidiyorum Cılız bir ağacın gölgesi altında bırakarak Umutlarını, umutlarımı, umutlarımızı Dağları şahit kılarak Sevdama Yaşanmamışlara söve, söve bir hayli Yoruluyorum Daralıyorum Üşüyorum İşte gidiyorum Rüzgar bakışlarımızı dağıtırken Bakışlarımız üşüyor ve Aşk gidiyor biz kanayarak İşte gidiyorum Bir valiz yalnızlığımı yanıma alarak Sevgi dolu tüm servetimi Mutluluğun mızıkasını çalan çocuklara bırakarak Üzerimde ne var ne yok Tüm birikilmiş acılarımı Dar/ağacına asarak gidiyorum | A. Haluk Fidan | 26.08.2014 / 09.21 D. Bakır İŞTE GİDİYORUM |
benim için günün en anlam olu, duygu yüklü şiiri
tebrıkler yazan kaleme
saygılarımla