YALNIZLIĞIN ÇOCUKLARI:
Acıyı bölüşebilmenin yiğitliğine...
/ Her aşk bir bıçaktır ayrılıkların bilediği yeni bir hayat taze bir dramdır!../ I Biz ayrılığın çocukları acıların örsünde, uzaklığın sinesinde sınanmış; yürümüş kavuşmanın yollarını aşındırmışız... Biz ayrılığın çocukları beklemenin sabırlı sessizliğinde hasreti utandırmış; başkalarına ait boşluklarda kayboluşa karışmışız.. Herkes birbirinin dublörüyken böyle biz aşkın ’viran delikanlıları’... belleğimizde uğultular ve sıtmalı imgeler ellerimizde kirlenmiş kalemlerimiz, kirli şeyler yazmaktan.. Ve içimizde kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin saldırısına uğramış ölü şiirler!.. Biz yalnızlığın çocukları... kimse görmez içimizde bir yığın unutuluş taşırız, sevgi açlığının çölünde biz boşluğun çocuklarıyız doldururuz kendi içimizi kendimizle... II Günler geçip gidiyor hiç bir yara kabuğuna sığmıyor zaman ömürleri biçiyor her şeye yeniden başlamaya kimsenin ömrü yetmiyor Her şey üşüyorken kendi yalnızlığında kimse gülümsemez ve benzemez kendine Herkes gizler ihanetini kim sevmez gerçeğini? Günler geçip gidiyor bu sular seraplara yetmiyor külleri rüzgara kurban; kalbim yanıyor bir şair ensesinden vuruluyor herkes bir şiirde kendiyle buluşuyor... Günler geçip gidiyor hiç bir yara kabuğuna sığmıyor duvar diplerinde dilenciler inlediği her duayla vicdanın kimsesizliğine hıçkırıyor.. bir kadın yanık bir türkü iliştirmiş dudaklarının kuytusuna sarhoş makamında söylüyor.. sevgi tacirleri hayatın korunaksız bir yerinde yeni bir aşkı daha yağmalıyor. sosyal orospular eski bir ihanete savrulmanın hüznüyle efkarlanıp, hayata küfrediyor.. umudu eksik, işsiz bir baba yoksulluğun kayalıklarına çarpıyor... bu yüzden insanın yalnızlığı hiç bir şiire sığmıyor! Yalnızlık üstüme devriliyor yalnızlık ki hiç bir kalabalığa yakışmıyor!.. III /Aşk bir mayındır üzerine basmayın!../ Her aşkın iskelesine bir yalnızlık yanaşır hoyrat bir şarkıdan ya da vahşi bir rüzgardan sonra... Saflığımız fırsat bilindi / ölüme terk edildi masumiyetimiz biz hayal kurardık, hayat tuzak! cehennemde oynayarak büyüyen çocuklardık bu yüzden yeşermeyi bilmiyoruz... çıkamadık indiğimiz ürkütücü, derin hayatlardan en fazla bir ömür yaşar herkes, ama biz yaşamayı bilmiyoruz biz Tanrı’ya inanırız, Tanrı bizi tanımaz, ziyan oluruz!.. Öyle bir yalnızlığa müebbetizki, bize hayat suçluluktur! Yeni şiir yazmayı öğreniyorum sokak çocuklarının hayat bilgisinden... bazı şiirler bıçak gibidir; dikkat edin! dikkat edin, aklınızın bir yerini kesersiniz!.. İnsan şair olmaya görsün rakı kadehiniz bile kırılır, kalbinize öykünerek... Aşk yasaklanır; içimde bir katil saklanır böğrüme bir bıçak saplanır gözlerinde birikirim ağlamanın beni ağlayın! ağlayın beni... IV Biraz çıldırmakla duyulurdu oysa anlamanın sesi.. ihanetin yüreğinde paslı hançerleriz; gece zimmetine geçirmiş bizi kendimiz için az öldük, sizin için çok!.. _______Birdal Erdoğmuş - |
Alkışlıyorum kalemini
Yüreğine sağlık üstat
____________________________________________Selamlar saygılar