TUZLU FISTIKŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Sonra büyüdüm..
Gözlerini gördüm Yandım Yağmur yağdı Ve ilk kez sönmedim… Ben yağmurdan daha fazla bi seni sevebildim. Hikmet Anıl ÖZTEKİN Son günlerde acayip bir adam oldum, Garip huylar edindim, anlatsam gülersiniz, Mesela fıstığın tuzlusuna, Renklerin elasına hasta oldum, Ela ne renk derseniz, bilmem. Demeyin, vururum ! Okumuştum okumasına da, yine aklımda kalmadı, Maviyle yeşilden biri olacaktı ama, Kahverengi de var mıydı bunların içinde, unuttum. Bende unutkanlık da başladı, mevsim sonbahar, Yüzme bilmesem de, bu soğuk havalarda denize girerim, Tuzlu tuzlu yanar boğazım, çok su yutarım, Yeter ki tuz miktarı yüksek olsun, Yüreğimi söndürecek buz olsun, Neşemi hep yüksek tutarım... Mesela ayranı da tuzlu içerim, Salataya da bolca tuz atarım, Bu günlerde rakıyı da tuzlu tuzlu içer oldum, Yanında da tuzlu fıstık, Yeme de yanında yat, Yeter ki tuz deyin bana, Adı bile aklıma gelmesine kafidir, Bırakın dünyayı, Ayda bile mutlu olurum... Ağlamayı da çok severim, Yanaklarımdan süzüldü mü göz yaşlarım, Hele hele dudaklarımla buluştu mu, Oturur bir köşeye, tuzlu tuzlu ağlarım… Soru sormayın bana, ne iş bu tuz muhabbeti diye, İnce iş abiler, inceden inceye… İnceden inceye sizin de kalbiniz sızlasaydı, Tuz basardınız acısı geçsin diye. Siz de o lezzete varsaydınız, Çaya şeker yerine tuz katardınız... Size bir sır vereyim mi? Versem mi vermesem mi, kararsız kaldım, Verirsem sır, sır olmaktan çıkacak, Vermezsem bu şiir eksik kalacak, Aklım başımdan gitmiş, çıksa ne yazar? Aramızda kalsın, kimseler duymasın, O dudakları tuzlu tuzlu öpen bendim, Söylemem kimseye lezzetini, Usta bilir tarifini... Kafayı sıyırmadım merak etmeyin, Kimmiş bu deli oğlanın aklını çelen kız demeyin, Şimdi kınanırız da, siz yorulmayın ben söylerim, ‘’ Boyum devrilsin ! ‘’ Hatta kör falan da olayım, Ayaklarım da kırılsın. Tam teşekküllü hastaneden çürük raporu da versinler, Tam olsun... Memlekette ne kadar beddua varsa, Bana isabet etsin, Bu gün, günlerden Cuma, Allah dualarımı kabul etsin... ‘’Aklımda gözleri kaldı ‘’ diyordu Cengiz Kurtoğlu, Hayli vakit geçmiş, bu şarkının sözleri nereye uçmuş ? Mırıldanıyorum mırıldanıyorum, Vallahi gözlerinden başka aklıma bir şey gelmiyor, Yemin ettim, çarpılacağım,,,, Tövbe Allah’ım, dudaklarını unutmak hiç olur mu? Sanki Çarşamba pazarından mal alıyoruz, Parça parça anlatılmaz ki kara sevda... Siz de görseydiniz, bana hak verirdiniz, Bakışında canınız yanar mı bilmem ama, Gülüşünde kesin bayılırsınız, En iyisi görmeyin siz onu, Başınıza bela olurum... Bu mesele benim meselem olmaktan çıktı, Namus meselesine döndü, Duyan da film çeviriyoruz sanacak anasını satayım, Baş rollerde, esas oğlan, esas kız, Bari birimiz zengin olsaydı… Yine kendime pay çıkardım, Ulan amma da yakıştık birbirimize diyecektim, Lafım yine yarım kaldı... Yanlış anlaşılmasın abiler, Burada sanat yapıyoruz, söz sanatı. Söz dedim de, şimdi yine aklıma geldi, Sözlü falan olmak vardı onunla, Bir de en acilinden gün aldı mı, Doğru evlendirme dairesinde nikah… Ulan hayali bile ne fıstık, Özür dilerim, eksik oldu : Tuzlu fıstık.... Esasında biz hiçbir şey değiliz… Nerden çıktı bu demeyin, Tombaladan çıkmadı, Yolda yürüyordum, aniden önüme çıktı, Çok şiddetli çarpıştık… Yere düştü garibim, Elinden tuttum, kaldırdım, Öyle bir kaptırmışım ki kendimi, Sevgilim sanıp bir de öpmem mi? Başı döndü, şok oldu kızcağız. Elim ayağıma acayip dolaştı, Dedim, olan oldu, ha bir olmuş, ha iki, Allah’ın hakkı üçtür, Sonrasını ben de hatırlamıyorum, Dolaşık dolaşık, tuzlu tuzlu öpüştük işte. Desem de, inanmadınız. Ben de inanmadım kendime, O kadar da uzun boylu değil, Sahi ya, bir de uzun olsaydı boyu, Ne olurdu halim? Merdiven bul, bak tepesinden. Allah’tan ayağında topuklu ayakkabısı yoktu... Saçmalardan seçmeler izlediniz, Şimdi reklamlar… Ne alırsınız, çay mı kahve mi? Vallahi olmaz, bir şey içmeden göndermem sizi, Bu şiiri okuduğunuza göre benim misafirimsiniz, Kahve yapayım size, şöyle bol tuzlu, Yanına ela renkli tuzlu lokumlardan koyayım, Kahveden sonra da çerez yeriz, Dolapta olacaktı, Bildiniz : Tuzlu fıstık... Hatır için yenilir, içilir artık, Hepsini ben yazdım, Ellerimle yazdım, Çok özür dilerim, Akıl mı bıraktı bu kız… Kahveyi diyordum, ellerimle yaptım, Hepinize afiyet , tuz olsun… Vecdi Murat SOYDAN (Yaşanmamış Aşkların Şairi) 05/12/2014-Isparta |