Ah Hayri!
Bize sıra ne zaman gelecek Hayri...
Kuşatılmış hissetmiyor musun sen de Vicdanını sarmış binlerce vızıltı, İşgala durmuş ıssız şehrini Fikrin, zikrin, kahkaha seslerinden bir zindanda mahpus. Özgürlük diyorsun fısıltı halinde Oysaki kanatların kırgın, Belli değil kaç darbe yemişsin karanlık düşlerinden Gözlerindeki gri bulutları silemiyorsun bir türlü Tertemiz mavi bir gözyüzü oysaki hayallerindeki Sahi onu sen de mi görmüyorsun? Sıramızı beklerken donmuş toprağın içinde Nisan yağmurları gibi bereketli hüzünler yağıyor üzerimize Ardından bir tek sen çiçeğe duruyorsun Yaprak yaprak ben dökülüyorum bizden Sen meyveye dönerken Ah Hayri! Buradan da belli değil mi? Sıra sana geldiğinde Biz lafzından düşen ben olacağım Belli ki mavi gökyüzünde Kanat çırpacaksın artık... Tek başına... Düşlediğin gibi. |