GÜCENİK ÇOCUKLARKimsesiz bir çocuğun ranzasından gözlerimi dikerek baktım tavana. Daldım boşluğun seyrine gözlerim dolu boynum bükük... Yankılandı minik topuk sesleri toplama kampıydı karanlıklar... Mezarlığa dönüşürdü çoğu zaman Sükut içinde bulunduğum koğuşlar... Çalı çırpı ile yakardım çoğalan karanlıkları Uyandırıp geceyi sevip okşardım kalbimdeki ormanı... dervişin ayakları ile yürürdüm zamanı... Bir gün dilerdim çalınmış olmasın masallardan annem kayıp gelirdi her yıldızdan Kuşlar çarpardı pencereme siper ederdim ellerimi gözlerime Bakardım kaçak umutlar cirit atıyor mu diye... Kapılırdım kuş sağanaklarına tedirgin şöyle bir dönerdim havada kanat çırparak hırçın poyrazlara korkunun kol gezdiği heybetli dağlarda... Rüzgar ovardı omuzlarımı elimi sıkarak uykularımdan kovalardı babamı... Aşardım zorlu geçitleri kardan gelinlik giyinmiş dereleri Siyah duvak taksa da bulutlar güvercin kayalığına sığınırdım kimi zaman... Her renkte sarılmak istedim sevgiye gök kuşağının çocuğu olmaktı niyetim O yüzden; Atlardım bir zirveden,bir zirveye büyürdüm başak saçlı güneşte geçerdim kim bilir kaç okyanusu...? Bakışlarımı çekerken geceden bir ay dolaşırdı üstümde kapkara Aynı hızla kirlense de bütün renkler beyazı bırakırdı bana... Gurbet olurdu, bedenim ruhuma her uzanışım düştü boşluğa... Issız ormanları biçerdi dudaklarım hatırasına çekilirdim aslımın Eğilip geçerdim yarım eşikten yağmalanmadan sarayım... Göremediğim sevgimin faturasıdır sadece yaşadıklarım.... Ferda Özsoy |