SEVDA KUŞUbenimkisi sevmeye duyulan özlemin yüreğimden kuş olup havalanması yorgunluktan son nefesini vermeden konmaktı sadece yüreğine. korlarla tutuşur alevlerle sararırdı gözün bakışına düşen gün bir damla gözyaşının yangın yerini söndürebileceği kimin aklına gelirdi bilseydi akmazdı böyle olur olmaz dudağa yol yaparak. boş ver yuva diye görünen her çalı sağlam değildi zaten ya düşürürdü tam bağdaş kurup oturmuşken ya da ufak bir rüzgâr darbesiyle kül olup uçardı maziye. sen ömrümün son sevda durağı hırçın rüzgârlardan nasibini alan adam aç göğsünü bir kuş gibi titreyerek sarılayım gün görmemiş omuzlarına kurduğun her tuzağa yakalanan ben değildim ama leğen altında karanlığı kucaklayan ışığa hasret gözlerim kapanmadan senin gözlerinle buluşan en son sevda kuşu bendim belki de annene sor nasıl da ağlardın kaçırdığın her avın ardından benim peşimden ağlama ağlama eksilmesin yüreğindeki yerim. korkusuzca yükselen dağların zirvesindesin kar olup düş avuçlarıma desem soğut bu yangını nefesinle desem ve çığ ol götür tüm keşmekeş anıları desem dediğimle kalacağım biliyorum sen; sol yanı ayaz yemiş adam kelimelerim sana ulaşmadan her zerresinin donacağını bilsem de sadece hemen ’hayır’ deme onarılmayacak kadar kırılmasın cümlelerim ki bilirsin yuvadan düşen yavru bir kuşun çığlıkları gibi en içlisinden şiir döşerim yüreğine incinirsin. daha dün arnavut kaldırımlarına takılan bir yüreğin iziydim sende kırmızı dudaklarımdan bir tebessüm yolladım sana yanağına konan tarafından sil gitsin mendilinle kenarına işlediğim baş harfin ağlamaz korkma ben işlerken yeterince deştim iliklerine kadar yıkama bir elek misali as gitsin anılar duvarına bu saatten sonra ağır aksak cümleler tutunamaz nasılsa akar gider içinden. aç avuçlarını korkma yaralı da olsa daha doğuştan bahşedilen yanık kanatlarıyla bak nasıl özgürlüğe uçacak sevda kuşun. Ayvazım DENİZ |