“hesabı kapatıp gitmek lazım buralardan” dedi içimden gelen garip ve boğuk bir ses silkindim bir incir ağacının yapraklarında ve piyanonun tuşlarında yürüdüm bir zaman düştüm sonra küt diye incir ağacından!
dünün yaramazı bugünün ihtiyarı gibiydi yüreğim gibiydi her şey biraz da bir gençliğimi bilemedim
usul bir türküye dolandı sonra yine dilim ah annem dedim içimden ahh seni hiç doyunca sevemedim!
yani neydi böyle yaşamak? hep borçlu, hep borçlu… gözlerim süzüldü ellerime ellerim, küçük adımlarıma ve birdenbire eridim eridi sanki kocaman dünya
Agatha Christie romanlarından Alfred Hitchcock filmlerine uzanan bir karın ağrısı bu yaşamak
sonra sevmek, bir numaralı delilik hastane koridorlarında kırmızı bültenle aranan cinayet zanlısı karanlıklarda üç yanlışa bir doğruyu kurban etmek olur olmaz zamanlarda gidip de kendinden, dönememek kendine bir daha hep kayıp ilanlarında çıkması adının Pazar sayfalarında gazetelerin
Tanrı’nın kocaman elleri vardı oysa neden tutmuyordu minicik ellerimden peki? böyle öğrenmedik ki biz okuduğumuz kitaplardan ve böyle fısıldamadı dedelerimiz, ninelerimiz o efsunlu adını Tanrı’nın kulaklarımıza
yollar hep gitmek için demediler misal oysa ne çok bekledik hep gelecekleri! mezarlıklardan korkuttular anlatmadılar ki yaşayan ölülerin tehlikesini
bir kedi mırlanmasındaki yumuşaklığı bir çocuk ağlamasındaki acıyı bir kuş kanadındaki sonsuzluğu bir anne sesindeki huzuru anlatmadı okutulan kitaplar
iki kere ikinin her zaman dört etmediği hesapları yanlış tarihleri çalıntı coğrafyaları kazıdılar su gibi beyinlerimize edebiyatı yaşamdan öğrendik olmadık yerlerde edebiyat parçalarken ve kendimizin çamurdan yapıldığı hikayelerine “görmedim, duymadım, bilmiyorum” oyununu oynarken yakalandık Darwin’in evrim teorisinde
ve insanlığın gitgide döndüğünü görünce “Maymunlar Cehennemi “ filmine gitmek isteriz işte böylesi ölesiye, kendimizden gitmek…
uzaklara bakarken göremeyişimiz burnumuzun dibini hep uzaklara olan sevdamızdandır yakın hayal kırıklıklarımızda… ki uzağı yakın eylemek en zoruyken yakını uzak eyleriz ve gitmek isteriz işte böyle kendimizden hep gitmek en uzağa gitmek gitmek ve bitmek…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gitmek... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gitmek... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
yüreğimi sızlatan bir şiir okudum sevtabım hele o içinden " anne " kelimesinin geçtiği bölüm hepten bi acıttı canımı ama yinede dönüp dolaşıp şiirin sonundaki " bitmek " kelimesine takılı kaldım sevtabım:( işte öyle...
Bazen yapılması çok zor bazen de en doğru olandır gitmek.
Lakin nereye gidilirse gidilsin yine bizle gelmeyecek mi yaşan(ma)mışlıklar, iz bırakanlar, unutmak isteyip unutulamayanlar?
Can Yücel'in dediği gibi;
"hayatından memnun olan yok. kiminle konuşsam aynı şey... herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
öyle "yanına almak istediği üç şey" falan yok. bir kendisi. bu yeter zaten. herşeyi, herkesi götürdün demektir. keşke kendini bırakıp gidebilse insan. ama olmuyor..."
Olmuyor.. İstense de olmuyor olamıyor işte.. Bırakmıyor sorumluluklar bazen...
yaşamak dediğin ıslak g-özünü koyup cebine dalga geçebilmek deli rüzgarla kahpe zaman hep önünde koşarken yeni yetme gibi dayamak göğsünü aşka
Lakin; adına hayat denilende; hep koşturmalar, hırslar, kazanma arzusu, insanın insana kırdırılması, aldanmalar vefasızlıklar, riya vs. vs... Niye! Ne için! Sonuç! Hayat senden alacağını almıştır. Geriye kalan kocaman yalnızlık hüzün isyanlar ve derin-unutulmayan acılar, acımış acıtılmış güvenden yoksun kalabalığın içinde yalnız buruk, insanlık dendi mi mangalda kül bırakmayan ama öze bakıldığında görülense değerlerini kaybetmeye yüz tutmuş insanlığı lafta kalmış betonlaşmış sevgisiz u mutsuz yürekler...
Sevgili sera, uzun zaman olmuştu yorumlarda buluşmayalı senle, öyle çok özlemişim ki şiirlerime açtığın pencereyi ve yüreğime yansıttığın aydınlığı...çokça teşekkürüm, sevgim ve selamımla güzel yüreğine...ne çok anlamdı yorumun, şiirime değer katan...
ne kadar gidersen git kendinden kurtulmak ne mümkün bir de şu mısraına takıldım sanki (((böylesi ölesiye))) bu ikiliye müdahale etmelisin gibi geldi ancak yine de sen bilirsin
Bir yaprak süzülüşünde kalabilirdik oysa.. kalmadık.
Güzel şiirdi, tebrikler.