Ezan çiçekleri/Özgürlüğün boyun damarında kırıldı kalemim/ Hadsiz rüzgâr eser güneyin kara çarşaflı dağından diş çürüğü gibi zonklar kıyametin üst çenesi rivayet eskisi uçuşur ruhun saçlarında kirli dualar akarken ırmaklardan /Güneşi gelin teline asıp meydanda kan kusanlar sevgi selinde duyacağız mahşerin yanık sesini/ Şehvetin doruklarında toprak damlarda sevişti ölümle çıplak bedenler yatağında Azrail’in kokuşmuş teri/ Parçalarken küçük dağları Esniyor dudakları kainatın Islak duvak kazdılar geceye azgın pençeler anaların eteklerine dökülen yırtık acılardan gölgesinde ağlayan servi ağaçları kuş konmaz /kervan geçmez coğrafyamdan /Nasılsa köklenecek ekilen tüm tohumlar gamzeler çiçek açacak kanayan özünden/ Sessiz karanfil sokağında yazarken hayatı geç(miş) zamanları soyuyor tarihin ahraz dili suyun kemiklerinden bölünürken mitos misali kıldan uçurumda öpüştük ölümle a ş k’a yolculuk (ları) sürerken ezan çiçekleri Sevgilim! Zül yanından öpeceğiz mevsimleri… Üma…. Ümmü AŞCI |