Yazınsal Saçlarına Düşen Satırlarım
Ne zaman kırıldıysa gökyüzü
karanlığın en hüzünlü matemiyle kaçıyorum yokluğuna, Bu mısralarda en harika tutku gözlerin Uçuk bir ayazın sığınağı gibi yaşların ve darmadığın olduğum rüyalar seni bana getiren güneş karanlığın en saçma noktasında göz rengini kıskanan gece ben bir rüyadan arsız sevda kapanışına göçüyorum. Ruhumu yitiriyorum gece cinnetlerimde yanağından kaçırdığım tebessüm benliğim ve kahverengi yok oluşlar sesim. Yazınsal saçlarına düşen satırlarım, Bıraktığın yerden seni sevmeye damgalanmış hecelerin hüzün getirileriyle mahkum bir yürek bağışıklık kazanıyor sana ve en bağımsız halimle beklediğim her sana firari bir yitik benliğimle hangi yaramdan yırttıysan ezgimi oradan satırlanıyorum yazınsal saçlarına ve dağılışlarıma,saçlarına,rüzgara. En düzgün yarınlarda en imkansız bugünleri es geçiyorum dünüm oluyorsun bilmediğim bir şehirde bilmediğim bir kırgınlığı terkediyorsun. Son kez kulağıma değseydi sesin konuşmayı yitirirdim bilmiyorsun. Yazınsal saçlarına düşen satırlarıma yazıyorum Kaç defa! Kaç son mutluluk? Yanağımdan düşen tebessümler gideli Kaç mutluluk gitti, Sen gittin gideli gülmeyi yitirdim sevgili. Yanağımdan esirgediğim mutluluklar uyurken sancılanan yüzümdeki gamze, Ellerin yüzümü sarardı ya eskisi gibi değilim şimdi. Artık sonsuzluk sadakatine mühürlenmiş bitap bir sevgiyim inan. Ve seni kaybettiğim günden beri Eşsiz bir karanlık tam saçlarının renginden vuruyor kalbimi ve aydınlığına göçüyorum senin gecenin karanlık bir rüyada aydınlık sebeplerimle seni yitiriyorum. Sensiz kaldığım seni, Bu kez sensiz kaldığım seni tam kalbimden vuruyorum. Yıkılıyorum yalnızlığa karanlığa, Pesimist bir ruh yakalanıyor, karanlık kutsanmışlıklardan aykırı bir hezimet oluyor ruhum, Ruhum ben kaybedişim,sen ruhumda,sen kaybedişimde sen! |