MADEN OCAKLARINDA
maden ocaklarında
üç yüz metre değil bin metre derinliklerde cehennem çukurları katran karası toz dumanları su dolu balçıklar arasında boz küller altında kalan kor ateşi gibi sönüp giden gençliğimi doğumunu göremediğim bebeğime bıraktım anne oğlum yüzme bilemezdi diye ağlama ağlama güzel annem hayatın bütün acımasızlığı ve yorgunluğu oturmuş yüz çizgilerinin derinliğinde kaybolurken adına medeniyet denilen bu çağdaş uygarlık seviyesinde gömülürken diri diri medeni vahşet mezarlığına şuursuzlaştırılmış ve duyarsızlaştırılmış bunca insanlar arasında nasıl bulacağız sönmeye yüz tutmuş mum ışığı gibi kimliğimizi ağlama güzel annem ağlama elinin tersiyle göz yaşlarını silme anne ağlama güzel annem çöplüğe çevrilmiş dünya inşaatta tarlada fabrikada sahipsiz maden ocaklarında binlerce çocuk işçiler kayıtları bile yok kütüklerde hatırlanırken zamansız ölümlerde ağlama güzel annem oğlum yüzme bilmezdi diye maden ocaklarında denizi hiç görmedim dere kenarından öteye geçmedim çocukluğumu ve gençliğimi yurduma armağan ettim yedi kat yerin dibinde ışığı hiç görmedim göremedim bu günde kömür kokulu ekmeği evime götüremedim bağışla beni annem ağlama güzel annem annem ah annem cılız bir damla gibi düşerken aynı noktaya göl olmadan kurutuluyoruz ah annem güzel annem doğacak yavrumu kucağıma alamadım minicik elini yüzüme süremedim diye ağlama güzel annem bu gün eve gelemedim bağışla annem 30EKİM2014 |
Kalemin daim yüreğin var olsun ustam Yürek sesin susmasın selamlar...