AŞKIN DİLENCİSİ
Ahşap evlerin, yolların çakıl taşlı oldugu yerden geçti adam
Yılların yorgunlugu yüz hatlarındaki buruşukluktan belli oluyordu Belkide bu benim mânam Belkide aşkın dilencisi o Biraz durdu, baktı uzağa Yaktı sigarasını daldı, uzaklardaki zamana Bir ah çekti, söylendi kendi kendine: Noldu acaba şu bizim kırık kalpler durağına ? Öksürdü birden bir öksürüşten öte herşeyi anlatıyodu anlayana Yaşanan buruk anıları, satılmış hayalleri, kırılan kalpleri Ama herşeyi Adam biraz dişini sıktı, gözlerini buruşturdu, gözlerini sıktı Hatırladı eski sevgiliyi, herşeyi eski sevgiliyi Kafasını kaldırdı, ellerini ovuşturdu ve tekrar kafasını eğdi Aklına bir şeyler geliyodu ’’ vay be ne günlerdi ’’ diyordu sadece Evet o belkide sevgiye muhtaç olan aşkın dilencisi Anlam veremiyordu anlamsız gitmelere, belkide Zaman akıp geçti hemen sessizce Akşam olmuştu halen aynı yerde oturuyordu Ve halen dalıyordu Gözlerinden yanaklarına dogru zikzak çizen göz yaşları Belli oluyordu Konuşmuyodu artık kendi kendine Dalıyordu güneşin batışını seyrediyordu ve ağliyordu sadece Belkide duygularını tercüme ediyodu böylece Ah adam ah, ey aşkın dilencisi ulaşamadınmı istedigin sevgiye Götürmedimi yollar seni Tutmadımı ellerinden yılların tercübesi Ah adam ah ! Sigara paketini çıkardı, yanlızlıgına eşlik eden son sigarasını yaktı O vakte kadar hiç açıkmamıştı O aşkın dilencisiydi O yemeğe, paraya, değilde sevgiye muhtaçtı O AŞKIN DİLENCİSİydi. Hüseyin ÖZER 30.10.2014 |