Yüzünü Görmeyi Düş Ettin Bana...
Bin bir ümit ile, bağlandığım yâr,
Bütün hayalleri, boş ettin bana. Genç yaşta başıma yağıyor karlar, Baharda yolumu kış ettin bana, Tutunduğum bir tek dalımdın gülüm, Zehrolmuş ömrümde, balımdın gülüm, Karalar içinde, alımdın gülüm, Sen de vicdanını taş ettin bana. Payımız çileydi, dünyadan aldım, Kırık dümen ile kıyıya geldim, Sığınacak liman, gönlünü bildim Rotamı yeniden, baş ettin bana. Boynuma atılmış kement boğarken, Isıttın gönlümü, dolu yağarken; Ufkuma beklenen güneş doğarken, Kararttın günümü, loş ettin bana. Gördüğüm rüyayı hayırla yordum, Bütün dertlerimi topluca sardım; Elini, elime verirsin der (i)dim, Yüzünü görmeyi, düş ettin bana. 24 Ekim 2014 Mustafa USTA |
A T S I Z
Sağanak yağmurlar altında
elimi uzattığımda değecek
kadar yakınlaşan gökyüzüne
k/ara k/ara iç çekerken
güneşin doğduğu toprakların
kuzey kıyılarında
adımın ıslanıp
ve bir gün yazıldığı yerden
sökülüp atılacak olması
ne garip!
Bugün görünmeyen
karşı tepelerden uzaklara bakarak
yağmurun düşürdüğü
son yapraklar gibi g i t m e k
Atsız kadar inat!
ve düşkünken özgürlüğe
geçeceği söylenen baharlardan
elimin değdiği denizlerden
ayağımın bastığı topraklardan
köklerimin uzandığı coğrafyalara
baharı olmayan iklimlere
çok uzaklara gitmeli
yüzyıllık zeytinlerin arasından
geldiğim yoldan sessizce
lâ lâ lâ