yağmur halleri vardır ba/kışlarının..seni hatırlıyorum, sağanağa tutulmuş iklim gibi zifir karası saçlar ve mor ruj izi kesikler portakal kokan avuç içlerimle buradayım seni en son hatırladığım yerde kuytularımın derinliğinde ki sana dokunmaktan geliyorum geç kalarak tüm sevişmelere içini alarak içime, kelimelerine dokunuyorum hece hece aklım almıyor çünkü harflerinden gelen tını delil sayılacak nabzımdaki tüm düşlere düşüşlere ki yarı açık omuzlarındaki kapıdan bir tek kişi çıkıp gidecek biliyorum. neden mi? yağmur halleri vardır ba-kışlarının, bu yüzden damlar parmak uçlarımdan ıslak sana/sana diyorum sadece sana ufak kağıtlara yazılmış notlar bırakmayı isterdim kaç yaşında isen o kadar hayat hikayesi anlatarak ki okumanı dilerdim sonra yırtmanı, kim bilir saklamanı belki senin yüzün çerçevelere yakışmıyor bu yüzden ısırıyorsun alt dudağını onu/bunu/handeyi ve remziyi boş ver sana ve bana ne diyeceksin yalnız ve ıslak bir rüya ya yanlış bir gecede/uykuda girdim kapılar zaten açıktı bütün odaların yazdan kışa bir mevsim kaldım sensiz ve sessiz ki gittim ve geldim buradayım bana bunlardan bahsetme ışığı kapatmak saklamıyor hüznünü/yüzünü anlamıyor musun? bırak şimdi gece lambasını AÇma sağ salim dönerim belki gittiğim her yerden bir kıştan mesela başka bir yaz ki günleri diyorum/günleri serseri sayarAK rakamları seviyorum çek ellerini sol göğsünün üzerinden derin bir iz var orda kaburga kemiklerinin kırılması kadar acıtıyor biliyorum bir yaz(g)ı baştan aşağıya değişiyor kolay mı? g-özüm rafa takıldı ebegümeci ve ada çayına ki hiç yazılmamış bir sayfayı siliyorum şimdi kuralları bozuyorum evet adil değil artık hiç bir seviş/ME çek topuğa yeltenen dişlerini izi kalacak diyorum sana/mor ki sana ben derimde ıslanır nefesim/kırılır sesim ben sana bir şey yapacaktım birkaç şey yapacaktık birlikte izleyerek ve dinleyerek bir yerlere gitmeyi dileyecektik kayan bir yıldızdan, geri dönmemeyi dileyerek sonra omuzuma yasladığın saçlarının kokusunu hapsedip burun deliklerimde, b-akışını görecektim hı hı göğüs uçlarımla/yüreğim arasında bir yerde dokundum sana ne kadar sürdü ne kadar sürecekti önemi yok şu an hatırladığım en belirgin iz bu anımsıyorum seni yetmez mi? ben de biliyorum avuç içlerimi s-aklamayı yastık altlarında üç öğün dua etmesini sonra başımı göğe kaldırmasını ki bu kadarmış de/ME sende ne kadar olduğumu biliyorum yalan söyleme alt dudağını ısırıyorsun b/AK sana onca şeyden sonRA yazabileceğim en hasarsız cümle/ alt dudağını ısırıyorsun b/AK yetmez mi? (…) |
Sevgi
Sevince büyür.
Sevgi
Nefretle küçülür.
Seviniz ki
Dünyaya sığmayacak kadar
Sevgi büyüsün.
---- 10.8.1976 - Adana
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul