hüzzam vakti
Vakit hüzzam vaktidir şimdi.
Dededen kalma antika bir radyo konsulumun üzerinde Ayrılığın melodisini mırıldanıyor. Sonunu birtürlü getiremediğim ilham parçaları. Ve birsürü karalanmış kağıt yığınları. Ne garip ki hepsi de seninle başlıyor. Ve ne hikmetse, Seninle başlayan ne varsa bitiremiyorum. Korkuyorum sen de bitersin bende diye. Beni terkeden huzur gibi, Sen de gideceksin diye. Vakit hüzzam vaktidir şimdi. Gözlerimden süzülen her damlada Yüreğime hapis olan umutlarımın feryadı. Beynimde ise, Başka hayallere yasaklı kelepçelenmiş duygular. Tüm benliğime vurmuşum prangaları. Senden öteye atacak ne bir adımım Ne de bir kalbim var. Derme çatma sevdalara şahit oldu bu yürek. Ama hiçbirisi senin gibi olmadı. Gecekondu misali. Ne temelleri vardı, Ne de düzgün bir mimarisi. Yok oldular enküçük sarsıntıda. Artık ne izleri kaldı bu yürekte, Ne de bir emaresi. Odamdaki tek ses o antika radyoda. Beynimde duvarları titreten yalnızlığımın figanı. Ellerimde ilhamımın şahidi kara kalem. Ispatlayan sayfalar masamın üzerinde darmadağın. Herbirinde ayrı bir dize. Herbirinde farklı bir isyan. Ne öl diyor ne de dayan. Arzularım hemfikir mısralarımla. Ne yazar yüzlercesine döksem içimi. Ne değişir giden gelmedikten sonra. Vakit hüzzam vaktidir şimdi. Usulca yol alır bu derbeder. Çeker elini kalemden ve kağıttan. Kalkarken gıcırdayan taburesini, Aynı sesle yerine iter. Ha bu arada unutmadan. Toplasan onca şiiri, Hepsi eşittir BİR SEN eder... ____________Murat BULUT |