DÜNYA DEDİĞİN
Bir kuş değil mi, dünya dediğin?
Uçarak uzaklaşan. Kanat çırptıkça yükselen Yükseldikçe yorulan. Zaman değil mi, dünya dediğin? Sonu bilinmeyen. Sonsuzluk bile olsa Harcandıkça tükenen. Kötülerin mekânı değil mi, dünya dediğin? Zulmün bitmediği. Güçlünün zayıfı ezdiği Adaletin bile adaletsiz olduğu bir yer değil mi? Bir köy değil mi, dünya dediğin? Çeşmeleri buz tutmuş. İnsanların susuzluktan kırıldığı Perişanlık diyarı değil mi? Bir rota, güzergâh değil mi, dünya dediğin? Üzerinde konakladığımız bir yer Demir atmadan ilerlediğimiz bir deniz Tahtaları çürük bir liman değil mi? Bir batak değil mi, dünya dediğin? Bulaşırsa kurtulamadığın. Çırpındıkça battığın Elini verip kolunu kurtaramadığın Acizlik sahnesi değil mi? Bir insan pazarı değil mi, dünya dediğin? İğrenç tuzaklarla dolu. Terazi üzerinde Hesabın bile tutmadığı bir kefe değil mi? Bir tablo değil mi, dünya dediğin? Tuvalin kötülükten Çerçevenin yalandan oluştuğu Bütün iğrençliklerin; yalancının, katilin sahne aldığı bir oyun değil mi? Gidişatı belli olmayan bir gemi Kurtuluruz ümidiyle küreğine asıldığımız Rüzgârda savrulan yaprak misali Etme Bulma dünyası değil mi? HASAN KARAAĞAÇ |