Zaman
Eski bir anıt gibi
Yükseklerde duran Gözyaşlarımız vardı Mevsimin o geçmek bilmeyen Sisli uğultularına Üşümüşlüğüne rağmen Hüzün yılı mıydı bilmem Fakat sel basmıştı odaları Yosun bağlamıştı yanaklarımız Senin gözlerinde Japon balıkları Bende ismini bilmediğim Ürkek yağmur çocukları Hükümdardı Kavuşamayan o iki deniz gibiydik Aşamadığımız duvarlar vardı Oysa bir kuş olmak vardı En güzel düşler içinde Yağmurlu gecelerde Uçmayı seven Sevdikleri yanınnda hâzır ve umutlara nâzır Yolculukların müptelası En güzelinden bir kuş olmak vardı Kanatlartına kanat çırpan Yani geceyi aşan Bir kuş olmak vardı Menhus talihimize inat Gencecik fidanlardı İlerde çaput bağlanacak ilahlar Onlar da yorulacaklardı kaderlerinden Aslına aldırırsan Zaman kimi memnun etmişti ki zaten Biz kimdik Biz o ilahlardan da değildik üstelik Erken demek için bile erken Kuruduk Zaman ah uğur böceği Saat sensizliğin çanlarını Artık çalmayı bıraktı Halbu ki daha demin Sensizliğe çeyrek vardı Daha demin sensizlik ertesiydi Zaman ah uğur böceği Zaman... Yıldızların ve güneşin cilvesi Zaman Belki de zamansızlık için Yalnızca gökyüzüne bakmalı Ve yaşamak için belkide Yalnızca hayal kurmalı |