Bin Yıllık Hasret
Bin yıllar dökülüyor şu al yapraklardan
Kışlar sürülüyor saçlara Yağmurlara bürünüyor Yüzümüzün meydanlarında yıllar Ve biz Elimizle ayağımızla bölüyoruz Sevdaları Yarınları Ektiğimiz tohumları Bin yıllık hasret birikiyor akşamlarıma Tırıvırı bu bulutlar tırıvırı bu macera Bakma sen bana Ben hikayeden ağlıyorum gözüm Bin yıllık acı bulaşmış yalnızlığıma Aramızda bir inceden yol varki sorma Bir atımlık hayallerimle ölçtüm Onca yalnızlıgın gökyüzünden Bir gece ansızın geçtim Bu gökyüzü bu yıldızlar Bu dipsiz macera Hepsi ıska Hepsi karavana Yol bin yıllık bin yıllık macera Nereden gelir nereye gider Şu alnımıza değen yılların çizgileri Neden dir bu aylanarda görünmez Acıların izleri Ben bilmezdim hiç bu beyazları Blimezdim bin yıl sürecek kışları Şimdi bir elbisedir bu taş ruhuma Öykünmem bin yıl daha bölsün beni Bu rüzgar bu yagmur Acılarıma |