GÖZLERİN SEVER UYKUYU
gözlerin sever uykuyu
yorgunluktan ağırlaşmış bedenin taştan ağır yer yataklarında ölü gibi yatarken yatışına bakınca zannerdesin yatağı kuş tüyü uyu nasıl uyuyorsan uyu beyninin içine yerleşmiş kaygıyı vede korkuyu atamadıktan sonra sonbaharın bitiminde kış başladımı yağmur düştümü çamurlu yollara uyumak mesele pencere camları buz tutmaya başladığında ayaz geceler yorgan gibi sararken etrafı açlık korkusu karabasanlar gibi çöktümü üstüne taştan ağır yedi kat yorgan altında uyu nasıl uyuyorsan uyu ağır sanayii işlerinde çalışmaktan gecemiz gündüze karışmış bagırsaklar bile abur cubura alışmış kutsal değerler birbirine karışmış maden ocaklarında kireç kuyularında kaybolan gece uykularında daha çocuk yaşlarında alın çizğileri derin vadiler gibi kırışmış alın terleri üç pula satılmış gözlerin sever uykuyu hadi git yat yatağın en kuytu derinliklerinde kördüğüm gibi düğümlenip karmaşık düşüncelerle kaygılı yarınlarda metelik yokken cebinde deliksiz uyku olurmu gözlerinde yattınmı kardeşim uyandınmı kardeşim geceyle, gündüz iki zaman arasında deli deli çalarken saatler günü kurtarmak için akbil elinde yakaladığın kalabalıklar arasında son otobüse binebilirsen arka kapıdan yoldasın hemde şanslısın günü kurtardın olsun kan çanağı yarı uykulu gözlerini yolda ovalarsın ovalarsın kardeşim daha çok ovalarsın kan çanağı gözlerini yanma yitirdiklerine kabahat sende kardeşim kabahat sende iki kere düşün kabahat sende EKİM/2014 İSTANBUL |