Var Edemediğim YoklarKuşbaz öksesinde ya hep, ya hiç diyemeyen dilim Kanımın kaynadığı semaverlerde demleniyor, Sonu ilk ettiğim sevda Artık ekmeğiyim helal sofraların Geride bırakılmış lokmasıyım, Yenilip yutulan Dimyat’ta pirincim, şehrimde bulgur Davul sesiyim hoş uzakların Buz kesiği Düş kabuğuyum Yüzümü güldürdüğüm aynalarda Kalpazan kalpler tebessümü Geçer akçeleri meteliksiz, Var edemediğim yokların Beş duyumdan sakladığım defter-i kebir imde Gelin çiçekleri kurutuyorum İmbiğime sen/sizliği koydum Z… Sen damıtıyorum Ara yollarımda iç göçlerim, Üzerine gölge düşmemiş yalnızlığım Bağcığı düğüm beyhudeler Ve loşluğum… Mumla, eskittiğim hayatın ipliğini Z… Yana yakıla Mumunun kenarında pervaneleşsin semahım Sen de dön Z… Tutuşsun tül artlarımız Yanalım… Mor kıyıların, Süt liman sandalıyım anlarında Cenin kıpırtısıyım, Dili damağı kurumuş yarınının Hadi suyumuza gidelim Dövmesin belkili kıyımı denizin Vurmasın, Bir karış suya tutunmuş kaldırımlarımıza Sokul göz süzen sözcüklerime Z… Ört karanlığımı Güneş hep doğar… Güneş hep doğar… Suadiyeekimikibinondört Demir Mutlugil |