An Sızım Geziniyor
an sızım geziniyor
bunu bir şair uyduruyor biliyorum görebilen ama var olmayan uzun boylu bir dili konuşmaları yarım kalmış diyelim bir dalın sallanışını rüzgara ithaf etmek yerine aniden dünyanın başı dönmüş olabilir ya da demin bir çocuk uçurtmasını yıldızlara yollamak için ilk engelini geçiyormuş koşarak an sızım geziniyor bunu bir şair uyduruyor biliyorum çatılara değmeden itina ile yolları seven çiçekleri pencereleri taş duvarları ahşap korkulukları kırık kaldırım basamaklarına iten geri getiren dağ kokulu aralığa şarkılar okuyan melodilerin tutuşması duyguların kuş uçumu bir mesafeden nasıl indiğini boyuma sarılıp bir birlerine yakıştıklarını anlatıyor an sızım geziniyor bunu bir şair uyduruyor biliyorum biliyorum kan ter içinde sayrı sözler kaçıyor dilimin ucundan kolları ağaca dönen bir kadının budamak için ellerini marangoza gittiğini burnunun ucunda bir tomurcuk gül ile aynaya baktığını ormanların fısıltısını devşirip saksılara sunan sevgili suzan an sızım geziniyor bunu bir şair uyduruyor biliyorum değişerek sol yanıma uzayan masanın yüzünde boncuk deseni kaldırsam tek tek renklerinize değen menevişlerin size yanarken sönen ferini aydınlığa bulaştırmadan uyusam uyansam denizlerin serin ürpertisiyle gemileri kucaklayıp gitsem bekleyenlere sonra biraz su yüreği çöl kalbi çatlayan perilere konuk olup cinlere dostluğumuzdan bahsetsek evrenselliğin büyük perdesinden düşen ayrıntının peşine an sızım geziniyor bunu bir şair uyduruyor biliyorum. |