...YİRMİDÖRT SENE...Bazen yirmidört senelik bir zaman olur gün Ne geçer ne biter Akreple yelkovanın yaptığı koşturmaca Uzun soluklarla salınır kahroluşlarda Dün uzak bir kıyıdır seneler önce uğranılan Ve yok olmuşluğuna anılar sıkıştırılan Bir ömür de kaç yaşam gizli Kim bildi ki Seneler olup geçmemekte direnen Günlerce yaşanamamış ömürler Bazen de öyle kısacıktır ki gün Bir kirpik vuruşu adeta Yakalayayım dersin bir ucundan Ne mümkün Sanki ipinden etmiş sökün Birileri acımış da haline Hüzünleri itip bir kenara Gülümseyişler sıvamış günün duvarlarına Tadı damağında kalan Hayatın acı tadı üstüne yediğin bir tatlı gibi Kısacıktır ağzında eriyişi Sanki bin delikli eldiven gibidir eller Bugünü tutmak istedikçe kayıp gider o görülmeyen deliklerden Bazen bir su gibi akıcı Bazen bir zamk gibi bir türlü yolu bulup süzülemeyen Oysa ki hep aynı yirmidört çentikle deşilmemiş midir gün Ne diye uzadıkça uzarken Birden kısalıverir Bu kararı kim verir Bu sıralar gün çarpı yirmidört sene demeliyim Yaşım oldu bin Aslında çoktan ölmeliydim... ASLI DEMİREL... |