günyüzüde tortuklanan yörükler
şiir yüreğimden salıncaklar vurulur
diplere susayan yarayı mavimtırak bir genişlikle daralmış sözcüklerin günışığında yükseltilmiş göbeklerini kaşırken toprak misali biner çukura ertelenmiş dünün hasretinde sarmalayarak hıfzını ufukların üşüyen yerlerin ağızlarında büyüyen bir yeşili doğrar karıncalar ki karıncalar gebelenen emeğin terlerini yüreğindeki katmerde hissedenler sen sözcük cambazım derinlik abidesi büyü biraz/dan bozulacak dünyevi hasletlerin meydanında gelincikler genişler eski taş/ıtlara veda edilesi bir günyüzü kurdudur bir ilacın ışığında saklanır toprağa selam veren güneşler gagası iner tohumlara ve işte gırtlağında sokulası bir geviş başlatır gidip gelen dişleri tortuklanan aşka benzeten ciğerleri selamlayan tohumlar gırtlağımızı dolduracak bir yalpalanan yörükler misali rahatlığa eren ayak aralıklarımız genzinden yakılacak yar/im/sin deyişlerinin gönlü ezen bölgesi duy/arlı bir harf tüketmek için basılacak tetiğe günışığının ve bütün ışıklar gözlerimizin çukurlarında bir sonbaharı tüketen yapraklar misali... Yunus tapancı |