yatırıp soğuk taşlara geçmişimi kızıl kıyametler kustum bugünüme ne alacağım kaldı dünümden ne de vereceğim geleceğime dedim kendime ve sustum içime zehir zıkkım…
üç boyutlu bir filmin kırmızı burunlu palyaçosuyum nicedir sağım, solum, önüm, arkam sobe neredesin ey özgürlük?
hani bilmesem sevmeyi ve sevmeyi bilmesem sıkışabilirdim ben de hayatın mozaik taşlarının arasına
ama sevgisizlikten örülen bir duvara uymuyor sevginin taşları yalan oluyor her seferinde benim kurmak istediğim evin buz mavisi rüyaları
denizin dalgaları vuruyor her gün kaya gibi duran kalbime ve her seferinde hırçınlığıyla inceltiyor aşındırıyor o kayayı
kan ter içinde uyanıyorum sorgusuz kabuslardan çocuk cesetlerini kefenliyorum gözlerimde ve bir ağıt yükseliyor beynimin derinliklerinden ki naklen ,anne ve babalar orkestrası
göçebe bir acının sürgün filizlerini topluyor ellerimiz yerle göğün arasında bir adaletsizlik fırtınası ki kaidesi bozuk yağmurların kuraklığa değil berekete yağıyor inatla
dağlar var uzanamadığımız uzanıp da eteklerinde yatamadığımız rüzgarlanamadığımız güne karşı geceden mahpus güneşimiz biliriz biliriz de gücenmeyiz, gocunmayız
yine de dikeriz o dağların doruğuna tanıdığımız ve bildiğimiz tek bayrağı umudun bayrağını dalgalansın diye yarınlara inançla…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Umudun Bayrağı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Umudun Bayrağı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ben okudum. Gel, tut elimden bak içinde henüz ölmemiş çocuklar var çığlık seslerini duyar gibi oluyorum yukardan. Hadi gel beraber okuyalım, beraber duyalım.
benim diyorum.... ya benim! peki benim... dilek ağacında yüreğinin kaç dilek hakkım var?
bakıp gök/yüzüne bütün yıldızların kaymasını diliyorum...sadece avuç içlerime ki avuçlayıp tüm yıldızları saçmak istiyorum bütün dilek hakların/halkların için..senin için/benim için..bizim için..herşey ve hiç-bir-şey için..iyi günde ve kötü günde için..hastalıkta ve sağlıkta için/umudun beyazı/soğuğun ayazı için ki iÇİN/İÇİM..bırakıp boşluğuna dağların, tel tel savrulurken saçların dur/dum..ve olduğum yerde öldüm canım..gülüm/gül kokuşlum/gözümün feri/güneşim..peki renkleri gök/kuşağının nereye kayboluyor aniden/birden bire..susmak mı bu/susamakmı..ölmek mi..öyleyse bir Ankanın g-özlerinde bir daha doğuyorum huzuruna! bütün günahlarımdan azat et yüreğimi ki hep içimden geldi AN/sızın..ZAMaN/sızın..eksik susmalarımda kuytularımın derinliğinde yükseldi kısık sesiyle bütün DÜŞ/ler..DÜŞüşler..loş odalar ve boş duvarlar/fayanslar/salonlar..kelimeler/in ruhumda gezinen bir el gibi..aşk gibi ve sokulmak gibi sıcağına/yamacına ki ey umut yer/yüzünde ayak basılmamış tek coğrafyam oluyorsun her neredeysen...
Sevgili Sevtap her inancın umudu kendi kaleminin sabrına bileyleniyor...kimi zaman bayrak kimi zaman kirli paçavra... sonu gelmeyen istek belki ama iyi ki var.
Umudu ve bayrağını yazmak.
Oysa mevcut tüm sorunları yaratan bizleriz.
İnsan...
Var ol