Ölüm.............
Geçmişi düşürdüm dilime
Nazlı, cilveli, şaşkın, karışık Bir serinlik gönlüme Ateşli, savaşkan, barışık Rüzgar kovalıyordu duman İncecik, tiz sesin ardından Kuşlar kaçışıyordu Gökyüzünde matem Gözyaşı damlasız, ağlıyordu Zamanın ebabilleri dolaşıyor tepelerde Çıkmadı henüz işi bitirecek fırtına Zalimler toplanmış bir köşede Ateşler düşüyor insana İnsan, küsmüş yaşama Vicdan yarası yaşamda Kelebekler uçuşuyor Kanatları rengarenk Sonsuzluğa gidecek Gülüşümü dağladım, Sözler firarda Kayboluşlar sonsuza Sonsuzluk suskun Gelme diyor insana Ağıtlar çaresiz Patlayan şampanyalara Birleştirildi insan Çıkar dişlisinde Döndürüyor çarkını Para, hırsından çatlamış deli divane Bir mermi eşitlendi bir insana Bir bomba bir topluma Patlayınca doğar insan sonsuza Sormadılar hiç Sonsuzluk kaç para? Kan bir damla Özgürlük çuvalla Sunuluyor ana An, anı yaşamakta Yaşam erişecek yokluğa Yokluk tarih sayfalarına Susun ey kulaklar Duyun ey diller Ölüm konuşmakta Arkada bir senfoni Sonsuzluğa çağırmakta 26.09.2014 – İzmir |