NE ÇOK İSTEDİM
Yollara düşerken sessiz sedasız
Coşarak gelmeyi ne çok istedim Mavi gecelerde aşka vedasız Koşarak gelmeyi ne çok istedim Döşümü yakan o ateş afaktan İnan medet umdum,söken şafaktan Çağlayan olup da, şöyle yüksekten Düşerek gelmeyi ne çok istedim Şiirde son durak yâr’in ahında Ne sırlar gizlidir özde vahında Gönül dergahının, çilegahında Pişerek gelmeyi ne çok istedim Yıllarca sevindim sevdiğim deyi Hasret dedikleri, karanlık kuyu Senli anıları, ah o maziyi Deşerek gelmeyi ne çok istedim Her gün koyulaşır özlemin demi Yanmıyor her gece murad-ın şem’i Kaygıyı, tasayı, elemi, gamı Asarak gelmeyi ne çok istedim Sevdalar doldurdum gönül testine İnadına, inat, uydum restine İlk gün söylediğim, sözün üstüne Basarak gelmeyi, ne çok istedim Nemli gözler ile dert otağında Battıkça batarım, dert batağında O kara gözlerin, gel dediğinde Şaşarak gelmeyi, Ne çok istedim Gelmeyip kendini özlettiğinde Şu deli gönlümü sızlattığında Şiiri yazarken, söz bittiğinde Susarak gelmeyi, ne çok istedim Lüzumsuz’um, ne sabır var, arıda Yaralı bir yürek koyma geride Gittiğim tatili, böyle yarıda Keserek gelmeyi, ne çok istedim Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |