AMİKOS'UN TOPLADIĞI CAM KIRIKLARI
AMİKOS’UN TOPLADIĞI CAM KIRIKLARI
Cadı avına çıkmış saçma sapan sözlerim yoktu artık,suçladığım tek bir şey yoktu ,enerjimi emerek ,hayat teknesinde üzüntü kahır sözleriyle yoğurduğum hamurlar ekşiyerek bedenime zarar veriyordu kendime acımayı bırakmıştım artık. japon’ların sözü geldi aklıma parmağınla işaret edip durma çözüm ara,evet çözüm falanda aramayacaktım artık,kır tavukları gibi ayni konuda ayni hikayede eşelenmek saçmalıktı,olan olmuştu ölen ölmüş gidende gitmişti. Cesaretin adı güçlü kartal ve onun güçlü kanatları illa bir yerlerde idi,içime güçlü hassas bir radar yerleştirerek onu illa tarayacak ve bulacak birlikte uçacaktım ,sabah her zaman olduğumdan farklı daha değişik hazırlanmıştım,iç güdüsel olmalı sıra dışı yaşım ile ilgili olmayan giysiler ve takılar seçmiştim . Çalan bir korna sesi dışarıdan sesler ’hazır mısın?’ diyorlardı, kızı da yanındaydı,trafik kazası sonucu artık yürüyemeyen konuşamayan annesi benim liseden okul arkadaşımdı,arkadaş derken yalancıyım kendisini pek tanımıyordum. Çok zengin bir ailenin şımarık tek kızıydı özel okullar özel hocalar sadece,ve sadece şimdiki eşinin okuluna varmak için bir koşuşturmaca idi ve bu inatçı hırslı kız gerçekten kazandı ,üniversite onların hayatını birleştirdi Geçen yıllar kocasını hırçınlaştırmış, değişik atılımlar dev sermayeler ile çok zengindi artık,ama bazı şeyleri kesen keskin bir bıçak vardı,mutlulukları doğrayan hayatı yarıda bıraktıran , bıçak falan değil koskoca bir testere evet onların önünüde kesmişti şimdi Nasıl bir şeyle karşılaşacaktım,o kadın beni tanıyacakmıydı?nasıl tepki verecekti,ya huysuzlaşırsa kötü bir şeyler olursa eyvah korkuyordum şimdi akıbetime sürüklenirken tedirgin olduğumu görünce ’ne bu halin? ’dedi,gerildiğimi anladı, sanırım bin metrekare kadar etrafı ağaçlarla çevrili devasa bir yüzme havuzu harika bir villaya yaklaştık evlendiğim yerlerden kaçıp İstanbul’a tekrar dönüşüm bu acı sayfaları yaşamak için miydi?oysa ben acılarımdan kaçmamış mıydım? Sanırım yabancı uyruklu bir hizmetçi yarım yamalak bir türkçe ile bize kapıyı açtı Beykoz sırtlarında harika bir yerdeydik şimdi,içeriye girdiğimizde bir hayli hazırlıkları yapılmış bir kadın bana doğru dimdik tuhaf bakışlar fırlattığında sanki bir ok fırlattı ve kalbimde muhteşem bir acı hissettim,konuşmuyordu sadece bakıyordu kızı annesini öperek ’ bu hanım okul arkadaşınızmış anneciğim’ dedi, dışarıda muhteşem bir kahvaltı sofrası hazırlanmıştı,kızı tekerlekli iskemleyi hareket ettirerek,önümüzden geçti, bahçeye çıkmamızı söyledi mis gibi omlet kokuları her çeşitten reçeller sevdiğim semiz otlu yoğurt bile vardı, Beykoz Akdeniz Ve Karadeniz karışımı bir oksijenle gıda vermeye devam ederken koruluklardan gelen çam vede denizlerden vuran iyot ile sarhoş ediyordu şimdi,ta ki ayıltan biri olana kadar Tam masaya oturmuştuk ki AMİKOS’UN TOPLADIĞI CAM KIRIKLARI Batıdan İstanbul boğazı eski bir konuğu ağırlarken doğudan Şile yakalıyordu sanki kolumu ne çok hayallerimiz vardı Göksu’dan hala duyuluyor o kayıkta ki kızın şarkıları leylak rengi feraceler mavilere sevdalı fesli adam bıyığını burup güya anlaşılmasın diye uğraşırken ama bak nasılda sevdalı yeşiller sevişiyor dilinde aşk cümlecikleri denizlere karşı camları ile gülümserken çeşmi bülbül o opalinler hare hare Venedik’ten hüneri Mehmet dedenin ellerinde Beykoz’daki oluşuverdi bir atölye midyelerimin arasında rengarenk cam bakıyordun boynumdaki o eski hediye ettiğin kolyeye eyvah tuttu biri boynumdan karşıya firlattı paramparça olmuş camlarda ağlıyordum her biri dağılmıştı yerlere VENEDİK’TEN BEYKOZ’A BOYNUMDA RENGARENK YILLARCA SAKLANMIŞTI O MUHTEŞEM PAHA BİÇİLMEZ HEDİYE AMA ŞİMDİ KIRIKLARINI TOPLUYORDUM TİTREYEN ELLERİMLE MİRAY HANIM binay |
BOYNUMDA RENGARENK
YILLARCA SAKLANMIŞTI
O MUHTEŞEM PAHA BİÇİLMEZ HEDİYE
AMA ŞİMDİ
KIRIKLARINI TOPLUYORDUM TİTREYEN ELLERİMLE
yine güzeldi anlatımın
saygım sevgimlesin