zat-ı merkep
Bir kavurma kaynıyordu çevirdikçe dibini ben
Ah o saçsız baş güneşde taranıyordu Bahçede şıra şıra üzüm şıpır şıpır damlıyordu Dedim ki bir ğün ahali yokuşundayız İnceden kafam dumanlı yeni tanışmısız Bak sen bilmezsin bu türküyü Bu ne ahkam bu ne göbek bu ne tıkırtı Hiç oralı değil anlıycan Zatı merkep sorsan evelden paşadır Bokunda bulmuş boncuguda hepimizden ervadır Gel etme dedim bu kör dövüşü Senin için dipsiz maceradır Yok anlamak bi yana dursun Herifte araba gıcır kafa parlak göt yuvarlak Anlıycan çifte katlanmış ense yaman Bıyıkları burum burum burulmuş Ayaktan boyna örülmüş Görsen dersin bune kıllı kaftan Hani kara kışı gorse nesli yabandan Üşümez bu kitapsız buz gibi havadan Gel gelelim çevirelim güzel abim Tutmasın dibi kavurmanın Ben ahali yokusundayım Sen tuzu biberi ekle Bir çirkin var Aklını aldım mı beş dakkaya ordayım |
Tebrik ve selamlar..