33
Yorum
51
Beğeni
5,0
Puan
3349
Okunma


Bitmeyi göze almayan hiçbir şey başlamazmış
Varoluş yasasınca
Ey neş’eyi (k)aleme haram kılan yaz kızı
Ey burnumu yastığıma gömen sızı
Sapsarı saçlarınla çıkageldin
Öz/gür kederlerle
İçinden geçiyoruz senin
Tuhaf bir boşlukta çivili gözbebeklerimiz
Mevsime benziyoruz apansız
Harf harf dökülüyoruz ortalığa
Yağmura gönüllü bir çisenti havada
Gittikçe grileşiyor
Karası çalınmış gözlerimiz
Maviye tutkun
Güneşe vurgunduk oysa
Çıldırırdık
İçimizde turuncu sabahların izi olmasa
Bir olmaza meylediyoruz çokça
Güzü yoldan çıkarmak
Diri bir bahara kavuşturmak istiyor kalbimiz
Takati kesiliyor umutların
Çaresiz ,düşüyoruz zamanın çarkına
Kendi döngüsünde gerçekleşiyor her şey
Her yandan mütemadiyen yaprak döküyor eylül
Külleşip savruluyor yanmaktan nasibi almış bir gül
Yaşam-ölüm arasında
Kısa bir çizgide saklı ömür
Bilinçli zıtlıkta var/yok oluyor her şey
Boş yere değil bulutların sancısı
İncirleri patlatıyor puslu sabahlar
Cılız sevinçler eşiğinde
Nefesleniyor hüznümüz
Küflü alışkanlıklara neşter erkenci akşamlar
Geceden sağ çıkan çoklu yalnızlıklar
Bir de kilitli sandıkları tütsüleyen melisalar
Yere çakılmış bir uçurtma olsa da umut
Koca bir gökyüzü taşıdığımızı öğretti gözlerimizde
Artık herkesin çölü kendi içinde
Aklımıza yatmayanları gönlümüze yatırıyoruz
Kendi gölgesinden başka sığınacak yeri olmayanlara
Hangi bulut, hangi yağmur binek
Hangi mevsim yurt olabilir ki
Sıyrılıp cümle çokluktan
Gölgeme sığınıyorum
Bu yangın
Bu içimde titreşen ılgın
Sadece kendi yanılgın
Fısıldıyorum, iyimserlik katından
‘’Hüzzam bir şarkı çalıyor kalbimin üzerinde bu aralar
Benimle dans eder misin sonbahar’’
5.0
100% (35)