10
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
2987
Okunma
ne çok tüketmişiz hayatı
(t)adımız yok
şafağına coşkuyla uyandığımız sabahlar vardı eskiden
gün günebakanların neşesini körüklerdi göğün penceresinden
ah sarardı güneşler doğduğu yerden
yaşamın kalbinde zalimden dökülen binlerce neden
huzursuz sözcükler var dilimde ruhumu yerinden eden
yatağımda gözlerime uykuyu haram eden
gazete manşetlerinde böylesine iri değildi puntolar
böylesine çoğalmamıştı sayfalarda kırmızı
şimdi her sabah açmaya korktuğumuz gözlerimizde
varlığını sorgulayan vicdanımızda derin bir sızı
sızıya sığmayan veren çocuk ölüler
başlamadan biten yarınsız öyküler
aklımın köşelerinden çığlığa firar eder
bölüşürken gök/yüzünü bomba kurşun ve barut
bir kızın saçlarında uçuştu gölgeler
acep melekler açmadan solan güllere mi güldüler
ne çok tüketmişiz hayatı
(t)adımız yok
ayın şavkında inadına maviydi gece
saklambaç oynardı çocuklar
topaç çevirirlerdi meydanda
çelik çomak sesleriyle tutulurdu köşe başları
sek sek çizgileri olurdu çakıl taşları
ürkütmek istemezdik pencerelerimize konan kuşları
hokkabazlık ederdi hayaller kıyılarında
böylesine korku kokmazdı
ölüm kusmazdı deniz
artık dünya kan içinde
ayak ucumdan kaldırım
kırmızı rugan ayakkabılarımı
bir daha yazmasın diye bu vahşeti
kırdım parmaklarımı
üst üste ölüler
üst üste öldüler
ana baba çoluk çocuk
elbet ölüme yanaşırdı
ölümle biterdi yaşam denen yolculuk
ah gülüşümü şakağından vuran çocuk
insanlık ihanet içinde
zifir basmış sesine sağır yürekleri
ah ellerimi göğsüme gömen çocuk
cennetinde ol bu cehennemin
üzerine kurşun döktüler göğünün
seni yaşamdan söktüler
ah umudumu son bakışında sallayan çocuk
inancımı zikre
zikrimi duaya
duamı teslimiyete çeviren masumiyet
vahşetin sonu dehşet
elbet bir gün
gün batıdan doğmadan
körpe bedeninden doğacak merhamet
zulmü boğacak
zalimler için kopacak kıyamet
yıkılma ruhum kıyam et
5.0
100% (14)