NE YORGUN BİR SAVAŞÇIYMIŞIM MEĞER BEN
NE YORGUN SAVAŞÇIYMIŞIM BEN MEĞER
Kendimi geriye doğru attığımda başımı kanepenin uç kısmına dayadım ,ışınlanan yıllar bana tam gülümserken kinle doluymuş meğer oysa ben gülmeyi güldürmeyi seven bir insan olarak bu hayatın en zıt kutuplarına yerleştirilmişim Hayatta bir lokmacık değer vermediğim para sorunu beni sürekli kovalamış,hastalıklar maroton yarışlarını yaptırmış,sanki üzerimize durmadan dumanlı büyülerin bohurlarından uğursuzluklar akmış, birden gelişirken önümüzü kesen bir dolu şey işte Eşimi kaybetmemek için direndiğim sonrası pes ettiğim yıllar , o başka bir dünyaya akmış sadece kendi kendine konuşuyordu artık, son akıllı sözü’ böyle yaşamam imkansız ölmeliyim ’ demişti zengin bir ailenin çocuğu idi o ve her şey ağrına gidiyordu ,onun cansız bedenini görene kadar sabırla yanaklarından her gün her şey düzelecek bekle ve ve gör diye öpmüştüm Delirmeme ramak kalmıştı, dünyadaki en acı şey can kaybıydı ölene kadar o o başka dünyalara akmıştı,ve o benimle değildi artık,evden uzaklaşması tedavi olması gerekiyordu ama her şey boşa çıkacaktı ,eski videolara bakıyordum o eski siyah beyaz resimlerimize bana ne çok kızardı sürekli onu kıskanırdım,o kadar çok küserdim ki bazen evde ne varsa kırardım,onca şeye rağmen bana yinede kızmazdı’ seni yinede çok seviyorum Allah’ın delisi seni çok seviyorum ’derdi Hayat bizlere niye sırtını dönmüştü ki ,biz kime ne yapmıştık? ama sonrasında bir mucize doğdu ve bizlere sahip çıkan bir ana dostu tüm borçalarımızı temizledi işi üzerine aldı her şeye tekrar yeniden başlıyorduk ,her şey düzeliyordu sabır ettiğim yıllar akıp geçerken yavrularımız dışarıda okuyordu Bir tek şey eşim düzelmeli ve bu gelişimleri farketmeli görmeliydi,o hala bom boş bakıyordu, Ve ben çok inatçıydım eski günlerden ne varsa ona gösteriyordum resimler ,bana hediye ettiği o saat en önemlisi gençlik döneminde taktığımız o bantlar. Yirmi yaşlarındaydık o zamanlar uzun pipolar aykırılıkların olduğu her şey koskoca papatya tokalar Sabırlılık konusunda dünyaya geldiğim için kendimi şimdi tebrik ediyordum,eğitimli bir filozofun sözleri her zaman beynimdeydi,pes etmek acizliktir pes etme! Eski Roma’da doğmuş soylu bir kadın sanki beni tuhaf mitolojik bir çağın ortasına atıyordu,kendimi asil ve güçlü bir savaşçı olarak görüyordum,bu hayra delaletti işte,pes etmediğim için kraliçe edasında böbürlenme Ama yanılıyordum,eşim iyileşmedi ne yaptıysam olmadı geçirdiği felç onun bilincini yitirmesine sebep olmuştu,uğraşmalarım boşaydı bu hastalık çok kötü onu sürekli eritiyordu kasları eriyor tuhaf bir görüntü ile sonunu hazırlıyordu ve fazla yaşamadı onu kısa bir süre sonra kaybetmiştim SADECE SENİNLE SAKLADIĞIM GENÇLİĞİM Hayatımın en heyecanlı anları kavgalar bağrışmalar aralarına sığdırdığımız birde o tatlı gülüşlerimizmiş meğer arkasını dönerken bize yaşam niye şimdi küskün? dağın tepelerinden kutsal bir tören mi var? bir festival şenliğinde başlayan beraberliğimiz acılı bir tören çiçeklerle kaplanırken son gördüğüm yinede gülümseyen o yüzün niye buz gibiydi tenin dudaklarımı değdirdiğimde? oysa ateş gibiydi her zaman o ellerin kontrolü imkansız sinir kırizleri geçirmeliyim ama hayır bak, sımsıkı tuttuğum yaşam koparma diyen ruhumdaki ses kalabalığın içerisinde ağlayanlar var bense ağlamamak için söz verdim güle güle git sevdiğim beni çağıran sesini hiç ama hiç unutmayacağım sana gelirken şu delirdiğimiz çılgın yılları alacağım sen bende ölmeyeceksin ben seninle yaşadığım sürece hep gençliğimi yaşayacağım ŞİMDİ GİT EŞİM SEVDİĞİM HAYAT ARKADAŞIM HER ŞEYİM ŞİMDİ GİT AMA ŞUNU BİL Kİ AĞLAMAYACAĞIM SANA GELİRKEN GENÇLİĞİMİ KOLUMA TAKACAĞIM MİRAY HANIM |