AŞKA TÖVBELİ
Rastlantısal bir tanışıklık onlarınki
Ne bir birliktelik ne de eş güdümlü bir yaşantı Olabildiğince uzak ve sahipsiz. Denklemin eşitliği belki de Ya da eşitsizliği yaşanmamışlıkların Biri sürerken izini koklaya koklaya Hadi el ver bana, dercesine İzafi bir açılımı aşkın Tanrısal bir dokunuşu O lezzetli aşk tadının. Bir duyumsama aslen Kıpırtısı yürek burkan İki yabancı yolları kesişen İki yolcu ayrı kompartımanlarda yol alan; Hiç bilmeden Hiç görmeden Olsa olsa üç beş gün Ve derken sürerken o telaşlı sürgün Ayrı yurtlarda ve ayrı zamanlarda Farklı mekânların ve farklı insanların Nihai döngüsü belli işte; Telaffuz edilen o kelime; Üç harfin dizilişi Mana bile taşımayan o yalın duyguların Bedelli seyri. Bir varmış bir yokmuş Kerevetine çıkmış her kimse Aslında hiçbir zaman var olmamış. Döngü hazır yerli yerinde Adamın elleri ceplerinde Ve süzerken kadını usul usul Kifayetsiz bir ikilem Onca sanrıdan mütevellit Sanırsın ki Son tezahürü o yalın duygunun Ve tek taraflı izdüşümü; Bilip bilmeden Yol yordam ayırt etmeden Ve nihayete gelindi aniden. Başlamamış bir yolculuk Bitimi an meselesi İki farklı yolun yolcusu Tek yönlü bir yolculuk Gidişi olan ve nihayete ermiş Dönmeden ve bilip bilmeden Ne yalan ne hayal Oldum olası kıvamı yürek burkan. Biraz saf biraz sakin Yaşanan ve yaşatılan Top yekûn; Kuralsız ve ahenksiz Kayıtlardan çoktan silinmiş İki yolcu ebediyen Aşka tövbeli Biri kadın biri erkek İki devinim Issızlığı yalnızlığa tekabül eden Belli ki sevgi tükenmiş ezelden. |