uzak kentler hayal ettiğim sahil kucağına yayıldığım vakit ellerimin değdiği ılık betonla karşıma düşen kıyının ışıkları arasında kaldı gözlerim
Araf büyüklüğü bir sevdayla tenteleri kapanmış iç şehrin huzurunu dinledim
durmadan üzerime düşüp kalkan rüzgarın sesine özendiğim duygular sağanağında arkamdan denize vuran otomobil ışıklarıydı kimsesizliğimi sessizce bana hatırlatan
biliyorum geçer bugünlerde geçer geçmesinede hasret dalları kırar umutsuz umutsuz gömülür yüreğim sevgilinin yokluğuna un ufak olur sersefil aklım fikrim şu koca kente sığmaz acılarım be yarim geometrik şekiller karanlığında detone martılar konar sana büyüttüğüm şiirlere velhasıl ay düşer yakamoz olur ben yiğit bir kent eşkıyası göğsümün çapraz fişeğinde saklarım utangaç sevdamı
ve taş duvarlara deşilir eflatun platon sualsiz saklanır soluma ah kırılmış aynalar hikayesi alır sözcüklerimi vurur kesik yanlarıyla hayatı vurur suretimin paragraf başı boşluklarına kanar içim harf harf dolup taşarım karalama karalama betonlara rakam rakam düşerken zihnim takvim yapraklarıyla uçurum olur dizlerim düşer ellerim apansız
caddelerin kaçak adımlar biriktirdiği camekan önü çocukların kirli şarkıları duyumda sağım solum arkam önüm sobe yitikliği bir oyun düşbaz zulaladığım yalnızlığıma denklemler kuruyorum afaroz edilmiş bir çingenenin terli anlında okuduğum bugün artık dündür pankartına asılmış gözlerim içimde depremler dışımda yıkım sesleri bağıra çağıra ölüyorum sensizliğe ey sevgili
şimdi hangi rengin üzerine dağılmış bedenin penceren açıktır şu ağustos beteri sıcağında baş ucunda seni sevdiğim kadar sevdiğim bir bardak su dudaklarının açık mahseninden çıkan nefesin havanın nemli coğrafyasında yayılıyordur aramıza serili gecenin dağ türküsünü mektupladım birazdan gece kuşları gelir saçlarının rutubetine bırakır sevgili
hiç treni olmamış bu kentin kıyısına çizilmiş raylarında gidiyor kederli griler bağışla sevgili bağrına yaslandığım dertli cümlelerle aşk deliliği kopardığım bir uzun hava gecesindeyim terminaller yapayalnız peronların esiri limanlar çoktan uyumuş gemilere ninni ağlıyor yıldızların dibinden geçen çelik yığınları alışık olduğum bir yalnızlık yokluğuna sarmaş dolaş ben kangren uykusuzluğun eski zaman bekçisi
geçer bugünlerde geçer geçmesinede kanar dudaklarımdan seviyorum seni kırsallığı yüreğimin dağlarında gezer derviş tutkular seyyah bir ozan olur, anonim susar yokluğun birdenbire çarpar sensizlik kapının eşiğinde bir ölür bir dirilirim, kentin mülteci gözlerinde
...
sonsuzluğun ebedi sığınağında biz olabilmektir aşk ...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
YALNIZLIK İÇİNDE HASRET KESİĞİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YALNIZLIK İÇİNDE HASRET KESİĞİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Nokta...Hem de üç nokta
Bize susmak düşer usta..