Gel ki
Gel ki ;
Karanlıkları örtelim üzerimize Gecenin loşluğunda Dolunay gözlerine dolanayım... Tam da Ekinoks vaktinde Sevdanın boşluğuna salayım kendimi. Sonra lâl lâl kalışalım... Ve sonra deli dolu bakışalım. Gel Gör ki ; Bir kenti avuçlarıma sığdırmışım Surlarına gülüşler saklamışım. Sevdalarıma bütün bütün sırdaşlı kalmışım. Gel ki ; Bu soğuk şehre ısınmanın bir bahanesi olabilsin... Seni Diyarbakır gibi Mahabat gibi taa ciğerlerime sürmüşüm. Mem û zîn’ce son katmanlı bir sevdaya Ve seni diyar diyar tenime haps eylemişim... Gel ki cansız cansız sana can olayım. .. Gel ki Diyarbakırım olursun Ben sana Mahabat Efrin... Sen ey Mezopotamya’m.? Gözlerini Newroz aç ki Ben sıcağına kavurayım. Ve sığınmacı yüreğimle sana militan durayım. .. Yeterki gel seni yüreğime azad ettim Ve Kawa’nın isyanıyla daldım gözlerine Sınır sınır sana kuşanma hallerimde. Kaçak bakışları cebimde taşımaktan Ve üç beş cigaralık yasak vakti... Bir yandan sevdalar kılarım Ve ölüme Roboski kala sarılıkalırım Ve kalırım... Öylece kalırım. .. Yeterki gel Sana tek parça kurban Sana bütün bütün Kürdistan, Ve bir şehadetlik kabristan olurum.. Dicle fırat gibi sana sırılsıklam tutunurum Yeterki gel ... |