Muallak Boyanmış DüşlerYorgun gecelerden kalan avuçlarımda, Issız ve ışıksız bir sevda feneriymiş.. Yalnızca sendeleyen aşkımın uçlarında, Nöbette bekleyense ama bir deliymiş.. Gitmeliymiş hoyrat yamaçların bağrına, Tavşan dağ misali öykülenmeliymiş, Yorgunluktan ruhuna gelinceye dek gına, Topukların üstünde debelenmeliymiş.. Aşk günahına bulaştırıp gönlümü, Gitmek yakışmadı sana ey koca katip. Ben sükut için adamışken ömrümü, Olmak yakışmadı bana ümmi bir hatip.. Tövbelere sığınsam kurtarır mı ruhumu? Nehirlere atlasam arınır mı bedenim? Yangından artakalan az erimiş bir mumu, Yakan ateş bekle, bende sendenim.. Hadi ey katip al kalemi ve şaçmala, Çiz ey ressam şimdi en adi resimleri.. Benzetmiş hayat bizi, değersiz birkaç mala, Öyle bir yazıver ki yok olsun isimleri.. Bir belanın içinde başrol olmak ta kader, Mide bulandıran bir sinek olmak ta yazı.. Su her vakit ateşe hiçbir şeyi yakma der, Ve kaldırırlar bir gün bu düzenbaz enkazı.. Anlaşılmaz sandın belki, kalbinin kuraklığı, Kuruttuğun suları hep hüsn-ü zana yordum.. Gözlerinden gönlüme yol veren uzaklığı, Bu kadar ulaşılmaz ve keskin bilmiyordum.. Saniyeler tekrar yakalamaca oynasın, Kaldırsın cenazemi anı sökük saatler.. Dakikalar şahidi olsun bu garip yasın, Günler umutlarıma etsin bomboş vaatler.. Ve gölgemin resmini boş bir duvara asın, Yüreğimden dökülsün hesapsız kabahatler.. 19.05.2014 |
Kuruttuğun suları hep hüsn-ü zana yordum..
Gözlerinden gönlüme yol veren uzaklığı,
Bu kadar ulaşılmaz ve keskin bilmiyordum..
//Kalp hissetmişti; hissetmediğini...//