SEÇİLMİŞ YALNIZLIKVarlığı; Ağustos sıcağında bir Karaağaç gölgesi gibiydi sanki. Konuşunca; zemheri ayazında bir kuzine kenarı gibi sıcacıktı sesi.. Taze bir yara kabuğuna su serper gibi, boğazımda acı tortu bırakan tütünüm gibi, ateşle - su, kömür közünden muska gibi.. aramızdaki; tanımlaması güç, tuhaf bir sevgiydi.. Ne bileyim öyle işte; notası eksik türkü gibi, en güzel yerinde b/itiverdi.. Ve ben, ne a’dını ya’saklayabildim dilime, ne de yörüngesinden uzaklaşabildim.. Sadece, geceyi kucaklayan SESİNİ iliklerime kadar hissetmek istedim. Aldırmasın kimse, serzeniş dolu sözlerime; bazı geceler birkaç kadeh içip güzelleşince, bir de, elime kalem -kağıt geçince, yüksek sesle sohbet ediyorum iç’sesimle.. Zaman zaman gamzelerin düşse de aklıma, kaybetmenin de olağanüstü vahşi hazzı var aslında. Kim bilir, geceye müptela oluşum bu yüzdendir belki de ? mutluyum ben şu an, sana dair sayfalar dolusu yazdıklarımla ve seçilmiş yalnızlığımla. Sen bil/me duyma... (Aze) |