Sen Uyurken
şişeler dolusu
Deniz rengi yalnızlıklar döküverdim şehrin ortasına ve bağ bozumu üzüm kızılı hasret kokan tek kadehlik aşk ikram ettim saklı cennetimden geri dönmeyeceğini adım gibi bildiğime kırmızı dedim olmadı k/an dedim/ davaya dönüştü kirpiklere düşen sağanaklar düşlerine girme ihtimalim, taş kalpli senaristin sansürüne takılı kaldı ve sen uyurken ateşe verdim en ünlü kelimelerin sana duyuramadığı cılız sesli şiirleri kalan sessiz harfler kırlangıçların gagasında yuva oldu çatı aralarında çığlık çığlığa hasılı; harçlıksız bayramı uğurlayan bir çocuk gibi işte bu kadar kolaydı cürmünde tutuşmak her kıvılcıma bir can feda idi ki, geri dönmemek üzere veda idi aslında bu son satırlar darağacının rüzgarda sallanan ilmeğiydi ve o’nlar bilemedi_____// Hiç bilemedi_____ (Aze) |